Dün akşam oynadığımız Goettingen maçından sonra, 2010 Avrupa maceramız son bulmuş oldu.
Aslında turu Hemofarm Stada:101 - Beşiktaş :100 skorla biten maçta kaybettik.
2 gün sonrasında Almanya'da kural hatası yüzünden tekrar edilen maçta, Alman takımı Goettingen işi sağlama almış, maçın salonunu değiştirmişti. Taraftarının baskı kurabileceği küçük bir salona alınmıştı maç. TRT'den izlediğimiz kadarıyla bunda da başarılı olmuşlardı.
Bu maçtan 2 gün önce, zorlu Hemofarm maçını oynadık. Hemofarm maçında üst düzey bir basket oynayan ve 43 sayı atan Chatman, Almanyadaki tekrar maçında, malesef aynı performansı gösteremeyince sahadan yenik ayrıldık.
Maçtan önce Avrupadaki zorlu hava koşulları da aleyhimize işledi. Tekrar maçına maç yorgunluğunun yanında bir de yol yorgunluğu ile çıktık. Ve maalesef yenildik.
Gelelim dünkü mücadeleye..
Hafta sonu Botaş maçından sonra takımımızın idmanı vardı. İdman öncesi Botaş maçını izlemek için tirübünde olan oyuncularımızın morallerinin bozuk olduğunu gözlemledim ...
Geriye dönüp oynadığımız maçlara baktığımızda, kaybedilen maçlarda Iverson gazınında etkisi oldu bana göre. Öne geçilen, fakat sonrasında son 5 dakikada kaybedilen maçta, farklı skorla öndeyken tempoyu düşürmek, zamanı kullanmak yerine, hızlı hücumlar yapmaya çalıştık. Sonra rakibin 3'lük yağmurlarında yapılamayan doğru savunmaya bir bakın. Bunlara bakınca neye yanacağımızı şaşırıyoruz. Hazır olamayan bir oyuncunun oynatılmasına mı yanarsınız, yoksa onun kariyeri altında ezilen Burak hocaya mı?
Bir başka not da şu; Akatlarda "dedikodu konusu" Iverson... Her kesimden insanın Iverson ile ilgili anlatacak iyi-kötü bir "bilgisi" var. Benim gördüğüm ise şuydu; Dün gece ilk izlediği maçta yerinde duramayan Iverson gitmiş, yerine biraz daha mahsun bir Iverson gelmişti...
Sahada da sakatlıklarla boğuşan bir Beşiktaş takımının, deyim yerinde ise "onur mücadelesi" vardı... Maç yorgun Chatman ın son topu kaptırması ile kaybedilebilir ve "Burak BIYIKTAY istifa" denebilirdi... Aynen önceki maçta olduğu gibi... Ama öyle olmadı, kaptırılan top sayı olmayınca maç uzatmaya gitti. Uzatmada az hata yapan Beşiktaşımız maçı kopardı.
Maç sonrası gerek oyuncular gerekse hocamız verdikleri röportajlarda şansızlıktan yakındılar. Kupayı hedefleyen takımın bu şekilde veda etmesine en az taraftar kadar üzüldükleri her hallerinden belliydi ...
Maç saat 21 de başlayıp 22:51'de bitti... Salondaki az sayıdaki taraftar da maç boyunca tezahüratlarla takımımıza destek verdiler. Yine Alman takımının az sayıdaki taraftarları, özellikle "difens, difens" diye bağırırlarken kulakları cırmaladılar...
Son olarak Buca-Fener maçının skorunu öğrenen taraftarlarımızın yaptığı "OHAAA FENERBAHÇE" tezahüratı tebessüme neden oldu ...
Basketbolda Avrupa maceramıza bu sene böylece son noktayı koymuş olduk.
Canımız sağolsun.
Değerlendirme: Ali MANDACI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder