29 Aralık 2010 Çarşamba

TOFAŞ-BEŞİKTAŞ

TOFAŞ-BJKBasketbol Erkekler takımımız, rakibi Tofaş karşısında sadece rakibi ile değil, bir sürü çirkinlikle de mücadele etti. Maça çok da hazır görünmeyen takımımız, bu durumun üstüne maçın akışına etki eden hareketler nedeni ile de oyunda başarı kaydedemedi ve Tofaş'a 94-72 mağlup oldu.

Maça Iverson'ın 2 sayılık basketiyle başladık. İlk 2 dakikayı Cevher'in 2 ve 3 sayılık atışlarıyla 4-7 önde geçiren takımımız, Tofaş'ın ilk çeyrekteki 6 üç sayılık basketine karşı 2 üç sayılık basket buldu ve ilk çeyreği 33-13 geride kapattı.

Maçın genelinde ne hücumda ne de savunmada etkili olduk. Elimizdeki topları kaybettik, oyuncularımızda hiçbir reaksiyon, hiçbir istek yoktu. Protesto sahada da devam ediyordu sanki. Çünkü isteseniz bu kadar hata, top kaybı ve kötü bir oyun ortaya koyamazdınız.

Burak Hoca oyuncu değişiklikleriyle müdahale etmeye çalıştı ama hiçbir faydası olmadı. Hücumda Iverson'ın sayılarıyla zaman zaman 30 sayıya kadar çıkan fark, 20 sayı ve daha altına indiyse de maç Tofaş'ın üstünlüğü ile sona erdi.

Maç boyunca Bursalıların küfürlü tezahüratları hiç susmadı. Bu nedenle 2. periyot başlamadan önce hakemlerin isteğiyle ilk anons yapıldı. 3. çeyreğin ilk dakikalarında oyun devam ederken (Tofaş takımı oyun kuruyordu) sahaya maytap (veya benzeri bir patlayıcı madde) atıldı ve 2. anons geldi.

4. periyotta (6:15 kala) Tofaş 83-63 öndeyken, Iverson 3 sayılık atış kullanırken faule maruz kaldı ve serbest atışların kullanılmasına izin verilmeden 3. anons yapıldı.

Hakemler ve takımımız soyunma odasına gittiler ve 15 dk beklediler. Bu sürede Tofaş'lı oyuncular sahada ısınırken, Tofaş'ın Genel Menajeri anons yaptı ve maçın son 5 dakikasının "Bursa taraftarına yakışır biçimde" bitirilmesini istedi.

15 dk.'nın ardından takımımız sahaya çıktığında "Korkmayın çocuklar bir şey yapmayacağız" tezahüratları yükseldi ve birkaç dakikalık ısınmanın ardından maç kaldığı yerden devam etti. Maç sonunda ise Bursalılar "Yeter Yıldırım Demirören Yeter" tezahüratı yaptılar. Anlayacağınız maçın son 5 dakikası da aynen "Bursa taraftarına yakışır" şekilde son buldu.


Not: Şeref Yalçın da bugünkü maçta tribündeki yerini almıştı.


Maç Özeti: Burak AĞBABA

HAFTANIN PROGRAMI

29 Aralık Çarşamba

Tofaş-Beşiktaş / Basketbol Erkekler / BURSA ATATÜRK SALONU / Saat 17:00

02 Ocak Pazar

Beşiktaş-Dicle Üni. / Voleybol Genç Kadınlar / AKATLAR / Saat 11:00
Pendik-Beşiktaş / U16 Futbol / ÇINARDERE TESİSLERİ / Saat 12:00
Beşiktaş-Dicle Üni. / Voleybol Kadınlar / AKATLAR / Saat 13:30
Büyükşehir Bld.-Beşiktaş / U17 Futbol / CEBECİ SAHASI / Saat 14:00
Fenerbahçe-Beşiktaş / Basketbol Kadınlar / CAFERAĞA SPOR SALONU / Saat 15:30

05 Ocak Çarşamba

Galatasaray-Beşiktaş / U14 Futbol / FLORYA / Saat 12:00
Galatasaray-Beşiktaş / U15 Futbol / FLORYA / Saat 14:15
Galatasaray-Beşiktaş / U18 Futbol / KÜÇÜKÇEKMECE METİN OKTAY STADI / Saat 14:15

06 Ocak Perşembe

Adana Engelliler S.K.-Beşiktaş / T.S. Basketbol / ADANA / Saat 14:00

26 Aralık 2010 Pazar

HAFTANIN SONUÇLARI

BJK HAFTANIN SONUÇLARITakımlarımız bu hafta oynadıkları 15 maçın 12'sinden galip ayrıldı. Sadece 3 maçta rakiplerine mağlup olan takımlarımız başarılı bir hafta geçirdiler. Tüm branşlarda mücadele eden takımlarımıza teşekkür ediyoruz. Haftanın sonuçları şöyle;





21 Aralık Salı

Beşiktaş: 3 - Çankaya Bld.: 0 / Voleybol Erkekler Türkiye Kupası
Beşiktaş: 91 - Goettingen: 86 / Basketbol Erkekler Avrupa Kupası

22 Aralık Çarşamba


Beşiktaş: 3 - Konya Şekerspor: 2 / Türkiye Kupası
Mann Filter Zaragoza: 71 - Beşiktaş: 63 / Basketbol Kadınlar Avrupa Kupası

25 Aralık Cumartesi

Milli Piyango: 0 - Beşiktaş: 3 / Voleybol Genç Erkekler
Beşiktaş: 3 - Pendikspor: 0 / U14 Futbol
Milli Piyango: 2 - Beşiktaş: 3 / Voleybol Erkekler
Beşiktaş: 2 - Pendikspor: 1 / U15 Futbol
Beşiktaş: 39 - Bahçeşehir Koleji: 27 / Hentbol
Beşiktaş: 107 - Şanlıurfa: 64 / T.S. Basketbol
Beşiktaş: 7 - Zeytinburnuspor: 3 / U18 Futbol

26 Aralık Pazar

Beşiktaş: 1 - Galatasaray: 2 / U16 Futbol
Beşiktaş: 2 - Bursaspor: 1 / U17 Futbol
Beşiktaş: 89 - Karşıyaka: 65 / Basketbol Erkekler
Vakıfbank: 3 - Beşiktaş: 0 / Voleybol Kadınlar

BEŞİKTAŞ-KARŞIYAKA

allen iversonRakibimiz Karşıyaka hafta arası Kıbrıs'ta oynadığı maçta çıkan olaylardan dolayı, bu hafta oynayacağı müsabakanın ertelenmesi talebini iletmişti federasyona. Federasyon da daha önce cumartesi oynanacağını bildirdiği maçı 1 gün erteleyerek pazara aldı. Karşıyaka yönetimi bu duruma tepki göstererek maça genç takımı ile çıkacağını duyurdu ve dediklerini de yaptılar.





Bugün Akatlar'da oynanan müsabakaya Karşıyaka Basketbol Takımı genç oyunculardan kurulu bir kadro ile çıktı. Kendilerini İstanbul'da yalnız bırakmayan 100 kadar Karşıyaka taraftarının da desteğini alarak maça başlayan genç ekip, maçın ilk dakikalarında oyunu başa baş götürse de, sonralarda skor farkı git gide açıldı.


İlk periyodu Iverson'un serbest atışlardan bulduğu 2 sayı ile 22 - 15 önde kapatan Beşiktaşımız, 2. periyotta da özellikle son dakikalarda Iverson'un bulduğu 3 sayılık basketlerle devreyi 50-37 önde kapattı. İlk yarının tamanında sahada kalan Iverson, attığı 18 sayı ile devrenin en skorer ismi oldu.

2. yarının başlangıcında Karşıyaka taraftarları "kına yaksana kına yaksana Turgay Demirel kına yaksana " tezahuratı ile federasyonun maçı ertelememesine tepki gösterdiler ve Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demireli istifaya davet ettiler. Beşiktaş tribünleride Karşıyakalılara destek vererek "Fenerbahce çocuğu Turgay Demirel" diye tezahurat yaptılar.

Maçın 3. periyodunun 8. dakikasında Iverson oyundan çıktı. Onun için sakatlık sonrası iyi bir idman olduğu söylenebilinir. Bu periyotta bir pota altı mücadelesinde Karşıyakalı Onur'un sakatlanması sonrasında ilk müdahaleyi Beşiktaşımızın masörünün yapması da sporun ayrı bir güzelliği olarak hafızalara kazınacaktır.

3. periyotu 72-58 önde kapatan Beşiktaşımız, son periyotta da üstünlüğünü koruyarak maçtan 89-65 Galip ayrıldı. Son periyotta maçın kopmasıyla, önce tirübünlerde "Uçan Murat" ın şovu vardı. Ardından "Salako Ferhat" salonu kahkahaya boğdu. Sonrasında tribün, Fenerbahçe'nin kupadaki başarısızlığına atıfta bulundu. Bursaya gitmek istediklerini yüksek sesle haykırdılar. Maçın sonunda taraftarımız 2 takımı da tribünlere çağırarak alkışladılar.

Beşiktaşımız için genç bir kadroya karşı mücadele etmek, konsantrasyon açısından zor oldu. Lakin Murat Nuri Kutlu gibi genç bir oyuncumuzu izleme fırsatı bulduk. Murat gösterdiği performansla izleyenlerin beğenisini kazandı.

Taraftarımız "Aşıklar Köşesi" olarak bilinen köşeye Karşıyakaya yapılan saldırıyı kınayan bir pankartta astılar.

Sonuç olarak Karşıyaka yönetimi söylediğini yaptı, genç takımla çıktı. Keşke televizyon ekranlarında dolaşan oyuncuları maça çıksalardı...


Maç Yazısı: Ali MANDACI

BEŞİKTAŞ-ŞANLIURFA

ÇELİK PENÇE"Seninle Engelleri Aşmaya Geldik" dedik, engelleri birer birer de aşıyoruz.

Bu haftaki rakibimiz Şanlıurfa takımı idi. İlk periyodu 32-5 önde bitiren Beşiktaşımız, 2. periyotta savunma güvenliğini biraz gevşetince Urfa 26 sayı buldu. İlk devrenin sonunda 56-31 galibiyetle soyunma odasına gitti takımımız...



2. yarıda yine etkili olan taraf Beşiktaşımızdı... 3. periyodu 80-46 üstünlükle geçen takımımız, son periyotta 27 sayı atarak rakibini 107-64 yenmeyi başardı.

Maçtan sonra görüşlerini aldığımız Beşiktaş Bedensel Engelliler Şubesi Genel Menajeri Erdem Göksel :

"107 yıllık Beşiktaş`ımızı 107 sayı ile selamlıyoruz, bugün buraya gelen taraftarımıza teşekkür ediyor desteklerinin sezon boyunca sürmesini diliyoruz. Bu galibiyet taraftarımıza erken bir yeni yıl hediyesi olsun" diye konuştu...

Maç sonrası her iki takım oyuncularını tirübünlere çağıran taraftarlarımız ,oyuncuları alkışlarla ve "urfanın etrafı dumanlı dağlar" türküsü ile uğurladılar...



Maçtan fotoğraflar: http://www.sonbarikatbesiktas.com/barikat-galeri/detail/22/392


BEŞİKTAŞ-BAHÇEŞEHİR KOLEJİ

bjk-bhcshr2010 senesinin son maçında parkenin kartallarını desteklemek için bir kere daha Süleyman Seba Spor Salonundayız.

Takımımızda Ercan ve Ümit'in sakatlıkları devam ediyor. Maçtan önce hafif bir sakatlık geçiren Nesih ise bu maç kadroya alınmamış. Hocamız tarafından riske edilmemiş. Ramazan ve Utku'da maça kenarda başladılar.



Bahçeşehir takımı maça hırslı ve hızlı başladı. 10 ncu Dakikayı 4-2, 19 ncu dakikayı 9-8 önde geçtiler. Bu dakikalarda soldan Oğuzhan ile yaptığımız atakların rakip oyuncular tarafından faullerle kesilmesine rağmen, hakemler bu faulleri görmezden geldiler.

İlk yarının 23 ncü dakikası rakip takımın 11-10 üstünlüğü ile geçildi. Devrenin sonunda iki takım da hücumlarda karşılıklı top kayıpları yaptılar. İlk yarının son 30 saniyesinde, rakip 15-14 üstünken hücum kullandılar top kalecimiz Altuğ'da kaldı. Altuğ da ilk yarının son saniyesinde kaleden kaleye attığı golle takımımıza beraberliği getirdi, 15-15.

Bu golden sonra Bahçeşehirli oyuncular ve idareciler hakemlere ve masaya itirazda bulundular. Bahceşehirli 8 numaralı oyuncu itirazı abartıp masaya yumruk vurunca diskalifiye edildi, ilk yarı 15 -15 berabere bitti...

2 nci yarıda sahada her zaman izlemeye alıştığımız Beşiktaş takımı vardı. Ramazan'ın ard arda attığı gollerle fark her geçen dakika arttı. Ramazan ve Zeliç'in gollerden sonraki sevinçleri ise görülmeye değerdi. 2 nci yarının ortalarında rakip iyice oyundan düştü, maç sonunda 12 sayılık bir farkla parkenin kartalları galip gelmesini bildiler...

Bu maçta Ramazan 12 golle en skorer oyuncumuz olurken, yine çok başarılı bir maç çıkartan Oleksandr Kosyak 8 golle en skorer 2 nci oyuncumuz oldu.

Goller: Ramazan 12, Kosyak 8, Zeliç 5, Ozan 3, Viktor 3, Tolga 2, Gökhan 2, Valeri 1, Utku 1, Oğuzhan 1, Altuğ 1

Maç boyunca takımımız kullandığı 5 tane yedi metre atışının 4 tanesini gole çevirirken, rakip kullandığı 4 tane yedi metre atışından 3 tanesini gole çevirdi.

Maçtan sonra Süleyman Seba Spor Salonunda bildik görüntüler vardı, taraftar oyuncularla bütünleşti.

Zeliç ve Ramazan'ın birlikte çektirdiği üçlü, güzel maçın son noktasıydı...



Maçtan fotoğraflar: http://www.sonbarikatbesiktas.com/barikat-galeri/detail/21/321

23 Aralık 2010 Perşembe

ALEMİN KRALINA FEDA OLSUN BU CANLAR!

stopereatincyadaaurelioBeşiktaşım geliyor çalsın davullar sazlar, alemin kralına feda olsun bu canlar…

Bu sözden anlaşıldığı gibi canımız yani Beşiktaşımız Antalya’ya geliyor.

Taraftarsız oynayacağı için stadyumda pankartlarımız olsun dedik, pankartlarımız sesimiz olsun dedik.

Aslında maç gününün gecesi sabahlamıştık, yine Beşiktaş mesaisi için. Ama sabah erken kalkmak gerekiyordu. O gece mesaisinin yorgunluğu ile saat 12:00’ de kalkmıştık. Maç saati 18:00’de idi. Çok telaşlandık elimizde pankart için bez yoktu, bezi almak için araba yoktu. Merkeze uzak bir yerdeyiz. Neyseki bezi alacak arabayı bulduk ve yola çıktık pankartlık bezlerimizi aldık.

Hemen bezlerimizin üzerine yazılacak yazıları düşündük. Aklımıza ilk gelen seyircisiz maç yasağına karşı bir mesaj vermekti. Onun için şu fikre karar vermiştik;

“Ben Seni Yasaklarda Sevdim”

İkinci bir bezimize de şunu yazmayı düşünmüştük;

“Siyah Beyaz Devam”

Şimdilik aramızda olmayan, tekrar aramıza dönecek olan arkadaşımıza mesaj vermeyi düşündük.

Sözler bulundu ve icraate geçme vaktiydi. Saat 14:00’ tü sanırsam, 4 saatimiz kalmış ve yazı yazılacak, o boyalar kuruyacak diye telaş içindeyiz. Tüm pankartlarımızı boyadık ve kurutmak için fön makinesi ile kullanmaya başladık.

Saatler 16:00’yı gösteriyordu, gideceğimiz yol 40-50 km idi. Neyse yola koyulduk ve Beşiktaşımızın oynuyacağı stadyuma geldik. Pankartlarımızı aldık ve giriş kapısına doğru ilerledik. Hemen görevlilerin yanına gittik. Pankartlarımızı sokmak için konuşmaya başladık.

TFF’ den görevli bir kişi ısrarla pankartlarımızı almak istemiyordu. Çok aksiydi, "saatler çok geç oldu, geç kaldınız" diye söyleniyordu. Bizde o ana kadar çok sakiniz, tatlı dille olmayacağını anladık. Bu görevlinin de her zaman ki gibi bize mani olmak isteyen klasik kıllardan biri olduğunu anladık.Hemen tartışmayı duyan-gören bir yetkili kişi geldi ve biraz anlayış göstererek pankartlarımızı asmak için, TFF’den görevli kişiye bir şeyler söyleyerek pankartlarımızı içeri aldırmaya yardım etti. İçeriye verdik pankartlarımızı, astık diye sevindik.

Sevincimiz fazla uzun sürmedi. Hemen bir boşluktan tribünlere baktığımızda pankartlarımızın birinin indirildiğini gördük ve hemen sinirlenerek yetkilelerin yanına gittik. Kapı önünde birkaç kişiye sorarak neden indirdiniz diye serzenişte bulunduk. Aldığımız cevap enteresandı o pankartta “siyasi mesaj” bulunuyormuş.

“Ben seni yasaklarda sevdim”

Neyse eyvallah dedik. Diğer “çArşı – Forza Beşiktaş – Siyah Seyaz Devam" pankartlarımız tribünde sesimiz oldu.

Maç saati gelmiş ve biz stadın etrafında dolanıyoruz, bir yerlerden sesimizi duyuralım diye. Altı, yedi kişiyiz ve sonunda bir yer bulduk ve sesimizi duyurmaya çalıştık,


Başın öne eğilmesin aldırma kartal aldırma
Başın öne eğilmesin aldırma kartal aldırma
En büyük sen değil misin
Aldırma kartal aldırma
Aldırma kartal aldırma
Kartal aldırma

Dışarda yüz bin taraftar
Bir gün ağlar bir gün coşar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma kartal aldırma
Aldırma kartal aldırma
Kartal aldırma

diyerek başlamıştık ve yine bir yasak gelerek bizi stadın dışına çıkarmak istediler. Zaten stadın dışındaydık. Arkadaşlar tel örgülerin oraya gidermisin dendi. Ona da eyvallah dedik ve tel örgülerin oraya gittik.

Hemen sonrasında yine bağırıyoruz, "mesafe fark eder mi?” etmez. “Tel örgülerin arkasında bile Beşiktaş”

Maçın sonu geldi. Pankartlarımızı stadyumdan almak için, içerdekilerin dışarı çıkmasını bekliyorduk.Yavaş yavaş herkes çıkmıştı, bizde içeri girdik pankartlarımızı alarak tekrar dışarıya döndük.

Takım otobüsümüzü gördük ve hemen yanına gittik, sevgimizi göstermek istedik.

Beşiktaşım sen çok yaşa
Canım feda olsun sana…

Ve biraz sonra otobüslere yakın, büyük kaptan İbrahim Üzülmez’i gördük. Ona bağırdık, bize işaret yapıyordu ama o anda anlamadık. Sonra bizler içimizdeki söylemek istediklerimizi telefonun mesaj yerine yazarak “Kaptana” okutuyorduk. O’da okuyordu ve sonra oda bize kendi telefonundan yazarak, bizleri çok mutlu etti.

Yanımıza Fatih Doğan geldi, Kaptan’ın baş parmağında kırık var dedi. Kaptanın bize yaptığı işareti sonradan anladık, aşağıya inmesini beklemiştik. Bize baş parmağı ile işaret yapıyordu, yani parmağım kırıldı demek istemiş.

Sonra bir giriş yaptık;

"Geçmiş olsun kaptan, geçmiş olsun..."

Ve böylece bitti, Beşiktaş mesaisi.

Maç Yazısı: Mehmet YÜCEGÖNÜL

Antalya'dan kareler için TIKLAYINIZ

GÖZLERE NUR, KALEMLERE MÜREKKEP OLMAYA GELDİK!

hakeme_gozluk1

Önce renkleri tanırız, daha sonra isimlerini ezberleriz. Önce karşımızda annemizi, babamızı görürüz daha sonra onlara anne-baba diye seslenmeye başlarız… Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir. İstemeyi öğrenir. Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek buluruz. Adresi bilmesek, sokağı hatırlamasak bile önceden gördüğümüz yolları, evleri, renkleri hatırlamaya çalışırız.

Bu dünyayı sözcüklerle anlatırız ama sözcükler dünyayla çevrelenmiş olmamızı hiçbir zaman değiştiremez. Her sabah güneşin doğuşuna tanıklık ederiz. Her akşam güneşin batışını görürüz. Tıpkı yaşam gibi; gördüklerimiz bir süre sonra kaybolur… Dünyanın güneşe arkasını dönmekte olduğunu biliriz. Ne var ki bu bilgi, bu açıklama gördüklerimize uymaz hiçbir zaman. Kabullenmek hep zordur.

Düşündüklerimiz ya da inandıklarımız, nesneleri görüşümüzü etkiler. Hayata bakışımız buradan biçimlenir. Bir söz vardır bilirsiniz, “Okuyan mı çok bilir, çok yer gören mi?” Acıyı tarif edebilir misiniz? Yürek acısını… Aşk acısını, Beşiktaşımızın yenilgisini tarif edebilir misiniz? O acıyı nasıl yaşadığınızı anlatabilir misiniz…. Ben anlatamadığım için kendimi gömerim sessizliğe… Hani derler ya; “bu acının tarifi mümkün değildir” aslında hiç bir acının tarifi mümkün değildir…

Ölüme tanıklık etmemiş biri veya hiçbir şekilde ölümü görmemiş birini ölümle korkutamazsınız. İnsanların Cehennem'in gerçekten var olduğuna inandıkları ortaçağda ateşin bugünkünden çok değişik bir anlamı vardı. Gene de onlardaki bu cehennem kavramı, yanıkların verdiği acıdan, ateşi her şeyi yutan, kül eden bir şey olarak görmelerinden doğmuştur… Cehennemi, cenneti gören var mı? Ateşi, yanığı, yanmanın ne demek olduğunu bilenlerin sayısı çok ama çokkk… Veya başka bir anlamda mutluluk tarif edilebilir mi?

hakeme_gozluk2John Berger’in çok sevdiğim bir kitabı vardır: Görme Biçimleri… Aslına bakılırsa federasyonun bu kitabı toplu bir şekilde alarak, hakemlere hediye etmesini önereceğim ama federasyon bunu yapsa bile hakemlerin okumayacağından emin olduğum için, federasyon “Görme Biçimleri” adı altında bir seminer düzenlesin derim. Önerim ironidir… Herkesin durduğu yer bellidir…. Acıyı hissetmeyen yürekler onu anlatamaz, yaşayamaz, yaşayanların ise derdini bilemez…

Eğer bu önerim de tutmazsa o zaman sözüm bizimkilere:
Göz, göz çukurunda bulunan, iri bir bilye büyüklüğünde, görmeyi sağlayan küremsi bir organdır. Yukarıda anlatmaya çalıştığım şekliyle el alındığında hayat için, yaşam için herşeydir. Görme sorunu bir şekliyle herkeste olur, belirebilir, gözdeki görme sorunu bir tür sakatlık değildir. Bazen yaş ile ilgili, bazen de genetik bir problemdir.

Ben federasyondan hakemlere sirayet eden genetik bir problem olduğu kanısındayım. Sorunu çözmek adına önerimi şekillendiriyorum:
İçerdeki ilk maçımızda, herkes 25 krş bağışta bulunsun! Topladığımız paraları “Göz Nurunu Koruma Vakfı”na bağışlayalım. Bağışlayalım ki federasyona bağlı hakemleri ücretsiz göz kontrolünden geçirsin…

Kampanya için bir de pankart öneriyorum…Wink

GÖZLERE NUR, KALEMLERE MÜREKKEP OLMAYA GELDİK!

Belki bu vesileyle görmeyen gözlere, nur, yazmayan kalemlere de mürekkep oluruz…

Yazar: Özcan SAPAN

BASKETBOL'DA AVRUPA'YA VEDA ETTİK

beşiktaş basketbolDün akşam oynadığımız Goettingen maçından sonra, 2010 Avrupa maceramız son bulmuş oldu.

Aslında turu Hemofarm Stada:101 - Beşiktaş :100 skorla biten maçta kaybettik.

2 gün sonrasında Almanya'da kural hatası yüzünden tekrar edilen maçta, Alman takımı Goettingen işi sağlama almış, maçın salonunu değiştirmişti. Taraftarının baskı kurabileceği küçük bir salona alınmıştı maç. TRT'den izlediğimiz kadarıyla bunda da başarılı olmuşlardı.

Bu maçtan 2 gün önce, zorlu Hemofarm maçını oynadık. Hemofarm maçında üst düzey bir basket oynayan ve 43 sayı atan Chatman, Almanyadaki tekrar maçında, malesef aynı performansı gösteremeyince sahadan yenik ayrıldık.

Maçtan önce Avrupadaki zorlu hava koşulları da aleyhimize işledi. Tekrar maçına maç yorgunluğunun yanında bir de yol yorgunluğu ile çıktık. Ve maalesef yenildik.

Gelelim dünkü mücadeleye..

Hafta sonu Botaş maçından sonra takımımızın idmanı vardı. İdman öncesi Botaş maçını izlemek için tirübünde olan oyuncularımızın morallerinin bozuk olduğunu gözlemledim ...

Geriye dönüp oynadığımız maçlara baktığımızda, kaybedilen maçlarda Iverson gazınında etkisi oldu bana göre. Öne geçilen, fakat sonrasında son 5 dakikada kaybedilen maçta, farklı skorla öndeyken tempoyu düşürmek, zamanı kullanmak yerine, hızlı hücumlar yapmaya çalıştık. Sonra rakibin 3'lük yağmurlarında yapılamayan doğru savunmaya bir bakın. Bunlara bakınca neye yanacağımızı şaşırıyoruz. Hazır olamayan bir oyuncunun oynatılmasına mı yanarsınız, yoksa onun kariyeri altında ezilen Burak hocaya mı?

Bir başka not da şu; Akatlarda "dedikodu konusu" Iverson... Her kesimden insanın Iverson ile ilgili anlatacak iyi-kötü bir "bilgisi" var. Benim gördüğüm ise şuydu; Dün gece ilk izlediği maçta yerinde duramayan Iverson gitmiş, yerine biraz daha mahsun bir Iverson gelmişti...

Sahada da sakatlıklarla boğuşan bir Beşiktaş takımının, deyim yerinde ise "onur mücadelesi" vardı... Maç yorgun Chatman ın son topu kaptırması ile kaybedilebilir ve "Burak BIYIKTAY istifa" denebilirdi... Aynen önceki maçta olduğu gibi... Ama öyle olmadı, kaptırılan top sayı olmayınca maç uzatmaya gitti. Uzatmada az hata yapan Beşiktaşımız maçı kopardı.

Maç sonrası gerek oyuncular gerekse hocamız verdikleri röportajlarda şansızlıktan yakındılar. Kupayı hedefleyen takımın bu şekilde veda etmesine en az taraftar kadar üzüldükleri her hallerinden belliydi ...

Maç saat 21 de başlayıp 22:51'de bitti... Salondaki az sayıdaki taraftar da maç boyunca tezahüratlarla takımımıza destek verdiler. Yine Alman takımının az sayıdaki taraftarları, özellikle "difens, difens" diye bağırırlarken kulakları cırmaladılar...Smile

Son olarak Buca-Fener maçının skorunu öğrenen taraftarlarımızın yaptığı "OHAAA FENERBAHÇE" tezahüratı tebessüme neden oldu ...Smile

Basketbolda Avrupa maceramıza bu sene böylece son noktayı koymuş olduk.

Canımız sağolsun.

Değerlendirme: Ali MANDACI

22 Aralık 2010 Çarşamba

HAFTANIN PROGRAMI



22 Aralık Çarşamba

Beşiktaş-Konyaspor / Türkiye Kupası / MARDAN STADI ANTALYA / Saat 18:00
Mann Filter Zaragoza-Beşiktaş / Basketbol Kadınlar Avrupa Kupası / ZARAGOZA İSPANYA / Saat 21:30

25 Aralık Cumartesi

Milli Piyango-Beşiktaş / Voleybol Genç Erkekler / ANKARA BEŞTEPE SALONU / Saat 10:00
Beşiktaş-Pendikspor / U14 Futbol / FULYA TESİSLERİ / Saat 12:00
Milli Piyango-Beşiktaş / Voleybol Erkekler / ANKARA BAŞKENT SALONU / Saat 13:00
Beşiktaş-Pendikspor / U15 Futbol / FULYA TESİSLERİ / Saat 13:45
Beşiktaş-Karşıyaka / Basketbol Erkekler / AKATLAR / Saat 15:00
Beşiktaş-Bahçeşehir Koleji / Hentbol / SÜLEYMAN SEBA / Saat 15:30
Beşiktaş-Şanlıurfa / T.S. Basketbol / SÜLEYMAN SEBA / Saat 18:00

26 Aralık Pazar

Vakıfbank-Beşiktaş / Voleybol Genç Kadınlar / TVF 50. YIL / Saat 10:00
Beşiktaş - Galatasaray / U16 Futbol / FULYA TESİSLERİ / Saat 12:00
Beşiktaş Bursaspor / U17 Futbol / FULYA TESİSLERİ / Saat 14:00
Vakıfbank-Beşiktaş / Voleybol Kadınlar / BURHAN FELEK / Saat 15:00

29 Aralık Çarşamba

Tofaş-Beşiktaş / Basketbol Erkekler / BURSA ATATÜRK SALONU / Saat 17:00

21 Aralık 2010 Salı

HAFTANIN SONUÇLARI

sonuçlarTakımlarımız bu hafta oynadıkları 18 maçtan 8 galibiyet, 7 mağlubiyet ve 3 beraberlikle ayrıldı. Haftanın son maçı ise bugün Akatlar'da BG Goettingen takımına karşı Basketbol Erkek takımımız tarafından oynanacak.

Haftanın toplu sonuçları şöyle;




14 Aralık Salı

Hemofarm Stada: 101 - Beşiktaş: 100 / Basketbol Erkekler Avrupa Kupası

15 Aralık Çarşamba

Beşiktaş: 3+1 - Tent Obrenovac(SRB): 1 / Challenge Cup Voleybol Kadınlar
Beşiktaş:2 - Rapid Wien: 0 / Futbol Avrupa Kupası

16 Aralık Perşembe

Beşiktaş: 63 - Mann Filter Zaragoza: 71 / Basketbol Kadınlar Avrupa Kupası
BG Goettingen: 81 - Beşiktaş: 69 / Basketbol Erkekler Avrupa Kupası (Tekrar)

18 Aralık Cumartesi

Oyak Renaultspor: 0 - Beşiktaş: 2 / U14 Futbol
Beşiktaş: 3 - Fenerbahçe: 0 / Voleybol Genç Erkekler
Oyak Renaultspor: 0 - Beşiktaş: 5 / U15 Futbol
Beşiktaş: 0 - Fenerbahçe: 3 / Voleybol Erkekler
Mersin Yenişehir Bld.: 24 - Beşiktaş: 27 / Hentbol
Sarıyer: 1 - Beşiktaş: 1 / U18 Futbol


19 Aralık Pazar

Beşiktaş: 0 - Eczacıbaşı: 3 / Voleybol Genç Kadınlar
Sakaryaspor: 2 - Beşiktaş: 0 / U16 Futbol
İzmir B.Bld.: 65 - Beşiktaş: 77 / T.S. Basketbol
Beşiktaş: 0 - Eczacıbaşı: 3 / Voleybol Kadınlar
Beşiktaş: 101 - Botaş: 88 / Basketbol Kadınlar
Beşiktaş: 1 - Gaziantepspor: 1 / Futbol


20 Aralık Pazartesi

Beşiktaş: 1 - Altay: 1 / A2 Futbol

21 Aralık Salı

Beşiktaş-BG Goettingen, Basketbol Erkekler Avrupa Kupası maçı bu gün AKATLAR'da Saat 19:00'da oynanacak.

İZMİR B.BLD-BEŞİKTAŞ

ÇELİK PENÇETekerlekli Sandalye Basketbol 1. Ligi’nde, yoluna namağlup olarak devam eden BEŞİKTAŞ'ımız, baştan sona önde götürdüğü karşılaşmada, deplasmanda İzmir Bşb.'ni 77-65 mağlup etti.

Maçtan detaylar şöyle;

1.PERİYOT: 15-25
DEVRE: 29-43 (Beşiktaş'ımız lehine.)
3.PERİYOT: 44-66
MAÇ SONUCU: 65-77 (Beşiktaş'ımız lehine.)

Oyuncularımızın sayı dağılımı ise şu şekildedir..

BEŞİKTAŞ: Bülent 6, Kaan 23, Ali 4, Aytaç 14, Murat 11, Selim 4, Ferit 4, Samet 5, Cem 6.

Maç Özeti: Serhat AKAY

BEŞİKTAŞ-ECZACIBAŞI

BJK-ECZACIBAŞIKadın Voleybol takımımız, ligin 5. haftasında Eczacıbaş'ıya 3-0 mağlup oldu.

Akatlarda'da oynanan mücadelede konuk takım setleri 13-25, 12-25 ve 16-25'lik skorlarla kazandı.

Takımımız maça tutuk başladı ve maç sonuna kadar tutuklu kaldı... Eczacıbaşı için maç, ter idmanı bile olamayacak düzeydeydi. Sürekli geride götürdüğümüz setlerde, hocamız mola alarak rakibin hızını kesmeye çalışsa da Eczacıbaşı'nın durmaya niyeti yoktu.

2.sette salona gelen bir grup taraftarımız, maçın Beşiktaş lehine tek olumlu hareketiydi ... Maçın masa hakeminin oyuncu değişikliklerinde Beşiktaşımızı "Beşiktaş Spor Kulübü" diye anons etmesi de hakem açısındandan skandaldı... Bu duruma tepkiyi de Erkek Voleybol takımımızın eski Hocası Sayın Aziz Kalağoğlu verdi...

Takım olarak savunma bloklarında kötüydük. Hücumlarımızda ise sürekli bloklara yakalandık. Kazandığımız sayılara gelince, rakibin servislerde fileye taktığı ve dışarı attığı toplardı. Bu tür sayıların adedi 15 sayı desek, izleyemeyenlere maç hakkında bilgi vermiş oluruz.

Neticede: Eczacıbaşı maçı terlemeden kazandı biz terlemeden kaybettik...

Maç Yazısı: Ali MANDACI

Maçtan kareler için TIKLAYINIZ

BJK-BOTAŞ

BJK Basketbol KadınlarBeşiktaşımız maça Nilay , Marques, Yasemin , Sales, Santos ilk beşiyle başladı. İlk periyotta Botaş'ın 26 - 22 üstünlüğü vardı. 2. periyotta savunmada daha dikkatli hücumda da başarılı olunca, ilk yarıyı 50-45 önde kapattık...



2. yarıya Botaş takımı iyi başladı. Önce aradaki farkı kapattılar, sonra da öne geçtiler. Bu periyotta Nilay ve Marques'le bulduğumuz 3 sayılık basketlerle 3. periyotu 74-73 önde kapattık. Son periyotta ise özellikle savunma ribauntlarında çok kötüydük. Botaş takımı bu periyotta öne geçmesine rağmen savunmada kenardan gelen Esra'nın da gayretleri ve Marques'in güzel oyunu sayesinde, salondan 13 sayı farkla, 101-88 galip ayrılan taraf Beşiktaşımız oldu...

Takımımızı tebrik ediyoruz.

Maçtan kareler için TIKLAYINIZ

17 Aralık 2010 Cuma

GEREKSİZSİNİZ!

BASINBir çok Beşiktaşlı, "Takım tek avrupa takımı gazetelerde haber yok" diye yakınıyor ama köşelerdeki kalemler yine boş durmamış halbuki...

Sporcu için, hoca için, kulüp için, Beşiktaş’ın hentbol liginde sezon boyunca süren mücadeleyi namağlup birinci bitiren takım olması ne ifade ediyor? Hiç-bir-şey !...

"Bu sayılmaz, hele bir lig bitsin, üst kattakiler bir araya gelip aranızda maç yapın, oradan kim galip çıkarsa o şampiyon olsun" diyor mevzuat. Sen bütün bir sezon boyunca maçları namağlup tamamla, sonra çık orada başarısız olmuş aynı rakiplerle tekrar maç yap ve şampiyon öyle belirlensin... Ligi namağlup birinci bitirmiş olabilirsin ama, "O Maçta" yenilirsen sen şampiyon değilsin!..

Bunun ortada duran "gereksizliği" kimseyi rahatsız etmiyordu. Müfit Hoca bu mealde bir-iki şey demiş olsa kimse de kalkıp bizim için çok şey ifade ediyor demezdi, diyemezdi. Hoca mevzuatı eleştirdi diye kapak aranamazdı.

Şimdi bütün köşe yazarları, en sıkı Beşiktaşlılar’ı da dahil olmak üzere Dayı’nın “gereksiz bir maç” demiş olmasından yola çıkacak. Kullanılacak malzeme bu. Oynanan futbolun şekli şemali üzerine söylenecek pek birşeylerin olmamasının asıl sebebi de bu aslında. Çünkü “gereksiz bir maç” içinden aman aman da bir futbol çıkmasını bekleyemeyeceklerdi. Şimdi bunu biraz soslamak lazım tabi. Böyle yavan yenmez.

Milli duygularımızdan, ülkemizin içinde bulundugu durumdan, 'bir taraftar Beşiktaş’ı görmek için neler çekiyor biliyor musun sen?' lere yatırılıp biraz dinlendirilecek, sonra bir tutam da işte yağmurdu, çamurdu, soğuktu falan eklenerek kısık ateşte pişirilecek.

Bir taraftar olarak ben Beşiktaş’ın her maçında bulunmak isterim, izlemek isterim. Maça gidiş alışkanlıklarım vardır, onları tekrarlamak isterim. Şahsıma nevi bir keyif sürmek isterim. Stadın etrafindaki her işportacı da keşke hep maç olsa der. Yayıncı kuruluş reklam gelirlerini düşünerek 1-2-3 yetmez 4-5-6 olsun der. Maç başına oynayanı da, hocanın gözüne girmek isteyeni de "keşke" der. Ama Dayı teknik direktör olarak daha farklı birşey diyemez mi?

Bir düzine sakatı olan bir takımın elde kalan sağlamlarını da kaybetme endişesi içinde olsam bana da “gereksiz maç” zihniyeti hasıl olabilirdi. Ben hocadan benim gibi düşünmesini bekleyemem. Onun işi mühendislik.

Eldeki malzeme şu;

“Rapid Wien maçı benim için çok bir şey ifade eden bir maç değil. Bence bu maçların oynanmaması da gerek. Bu sadece bizim grubumuzda olan bir şey değil, farklı gruplarda da böyle maçlar var. Ev sahibi takım için olsun deplasman takımı için olsun ekstra bir yorulma, fazla harcama yapılmasına neden oluyor. Mental olarak biraz daha farklı şekilde düşüncelerinizin olması nedeniyle bu maçlara tam konsantre olamıyorsunuz. Benim elimde bir güç olsaydı ben bu maçların oynanmamasını dilerdim.”

Şimdi herkes bir “Bizim için çok şey ifade ediyor, almayım aklını” dizesi mırıldanıyor. Sadece mevzuata dair söylemiş olduklarından ötürü “Suçlu ayağa kalk!” deniyor Dayı’ya. Eğer mevzuat Dayı’nın dediği gibi şu aşamada da oynamadan “nakavt” maçları içeriyor olsaydı kimseden "ama bu yapılan haksızlık, 4-5-6 olsun" nakaratı çıkmazdı.

Wenger avrupa kupalarındaki statüye ilişkin olarak “S.L. şampiyonların ligi olmalı... Öte yandan İngiltere'den S.L’ne Premier Lig'in dördüncüsü dahi gidebiliyorken bir başka ülkenin liginin ikincisi gelemiyor ise futbolun diğer coğrafyalarda da üst seviyeye çıkmasını beklemeyelim” dedi diye kıyamet kopmuştu. Başka şeylerde demişti Wenger Hoca. Sonra bu kulüpler S.L’nden elense dahi yoluna devam ediyorlar. Araya bir de Beşiktaş lafı sıkıştırmıştı ki, medyamız işine geldiği gibi tercüme ettiğinden çarmıha gerilmişti adam.

Amaç üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olunca ortaya başka bir zihniyet çıkıyor...

Tanrının kulu Altan, gastesi Hürriyet’te, Güngören’ deki bombalı saldırıda yaralanan minik Buse’den girmiş mevzuya. Acı olacak tabi. Medya mutfağında acı yoksa lezzet olmaz, o yüzden bol acı.

“Çok soğuk İstanbul.. Ama tribünlerde 20 bine yakın seyirci var.. Quaresma’nın varlığı onları bir başka heyecanlandırmış.. Rapidlileri ise üzmüş.. Maç öncesi, “Keşke oynamasıydı” diyorlarmış Futbol Federasyonu’ndaki yetkililere.. Ama oynadı Portekizli.. Yine şovunu yaptı.. Yine golünü attı.. Dün çok üşüdüm ama o güzel golle ısındım.. İkinci yarı tempo düşünce yine üşüdüm.. Bu kez Buse’yi düşündüm.. Takımını seyredemeyen o kadar çok Buse oldu ki bu ülkede.. O kadar çok Mehmet var ki Kadıköy’ü, Sami Yen’i göremeyen.. Schuster bunları düşündü mü acaba, “Çok gereksiz maç” derken.. Q7’nin golünün camiaya verdiği morali, galibiyetin kazandırdığı ülke puanını, prestijini.. Buse’ye yaşattığı sevinci.. Futbol sadece 3 puan değildir hocam.. Üsküdar motorunda hiç tanımadıklarınla senin hakkında konuşmaktır.. Küçücük bir kızın yaşam kaynağı olmaktır.. Terk edilen bir sevgilinin elinde kalan en büyük sevgidir bazen.. O yüzden çok konuşma ne olur.. Biz futbolu çok seviyoruz, senin düşündüğünden bile öte..”


Akşam’daki yazısında "Schuster Reis" diyen ama Forza’ya astığı aynı yazıda "Schuster Başkan" diye hitap eden Ali Ece için bile oyuna dair malzeme çıkmamış geceden.

UEFA Europa Ligi'nde bir galibiyete 140 bin euro ödül veriliyor.” demiş.

Gazozuna, 140 bin eurosuna ya da Tabata'sına hiç fark etmez Schuster reis. Bu kendisini Norveç zanneden havaya inat Rio karnavalı tadındaki İnönü'de bir Avrupa maçı daha oynamak, hele hele sonucu önemli olmasa da sanki Dublin finalinin provası ateşiyle oynamak bir milat olsun. Q7'nin sanat eseri, Ernst'in zanaat harikası golleri de nazar boncuğu olsun Schuster reis!

Gazozla girince kapakla bitirmek lazımdı tabi ama, diet olanından isteyince nazar boncuğu takıldı. Öyle olsun. Lakin bu maçlar gazozuna oynanmadığı için Dayı mevzuat konusunda kelam etti ve siz tuttunuz kalemlerinizi kırdınız.

16 Aralık 2010 Perşembe

SOĞUK BİR GECEDEN SICAK BİR SONA

bjk-rapidHavanın soğuk olması, maçın geç saatte olması stadda yer yer boşluk olmasına neden olmuştu.Beşiktaş maça saldırgan başladı. İlk önemli atağımız olarak Quaresma'nın şutu ve bir başka pozisyonda içeri doğru yaptığı yerden ortaya Ali Kuçik'in vuramamasını kaydedebiliriz.

Rapid Wien, sakin olan ve saldıramayan taraf dersek maç için aslında en doğrusu olur. Zapotocny'i yerde görmek, tribünde bir avuç insanı üzdü. Sakatlanmasından sonra yerine Ersan Gülüm girdi.

10 dakika sonra da korner atışından dönen topa Quaresma sert vurdu ve topu ağlara gönderdi. Quaresma'nın golü attıktan sonra mutluluğu yüzünden belliydi. Beşiktaş golün ardından daha fazla saldırmaya başladı. Derken ilk yarı bitiminde Ernst'in kafa golüyle 2 oldu ve futbolcular tünele biz koridora koşturarak girdik.

Soğuktan donmuş ellerimizi ısıtmaya çalışırken tekrar tribünde yerimizi aldık ve o sırada maç başladı. Beşiktaş iki golün rahatlığıyla neredeyse 20 dakika o kadar sakin top oynadı ki, bize ihtiyaç olmadığını bile düşündük tribünde, gülüştük...

Cenk Gönen, ilk yarıda ve özellikle ikinci yarıda çok nefis kurtarışlar yaptı. Ve gerçekten o bir avuç taraftarın büyük desteğini aldı genç kalecimiz. Beşiktaş genel bazda iyi top oynadı, çıkmayı garantilemiştik zaten ama, Beşiktaş'ın garanti olmuş maçta bile saldırması sevindiriciydi...

75. dakikada Rapid tribünü birden meşaleleri yakmaya başladı. Eski açıkta olduğumuz için neredeyse elimizi ısıtacaktık bizde meşalelerden. Böylece payımızı alacaktık. Oturma düzenleri ve taktıkları berelerle "şirinler"e benzediklerini söylemeden geçemeyeceğim...

Maç bitiminde oyalanmadan staddan çıktık. Soğuk ama, mutlu bir Beşiktaş yaşadık anlayacağınız...

Maç Yazısı: Recep ÇİMEN

CEV KUPASINDA TUR ATLADIK

bjk-tent-3Voleybol kadın takımımız Avrupa Voleybol Federasyon Kupasında rakibimiz Tent Obrenovac'ı kendi evimizde mağlup ederek tur atladı. İlk maçı 7 Aralık'ta Sırbistanda oynayan ve 3-0'lık yenilgi alan takımımız Akatlar'da normal sürede galip gelince, "altın set" uygulamasına geçildi. Takımımız altın seti 15-7 kazanarak bir üst tura geçme hakkını kazandı.

İlk maçımızda oynadığı üç seti 26-24, 25-19 ve 26-24 skorlarla mağlup kapatan takımımız dünkü karşılaşmada kendi evimizde rakibi ile 4 set oynadı. İlk seti 22-25 kaybeden takımımız sonraki 3 sette 25-23, 25-23 ve 31-29 skorlara imza atarak maçı almayı başardı.

İki ayaktan oluşan bu turda her iki takım da birer galibiyet elde ettiği için maçta "altın set" uygulamasına gidildi.

Altın seti 15-7 gibi bir skorla almayı başaran voleybolcularımız, takımımızı bir üst tura taşıdı.

Voleybolcularımızı ve teknik heyetimizi tebrik ediyor Avrupa'da başarılarına yenilerini eklemelerini bekliyoruz.

bjk-tent-1

bjk-tent-2

bjk-tent-3

bjk-tent-4

13 Aralık 2010 Pazartesi

HAFTANIN PROGRAMI




14 ARALIK SALI

Hemofarm Stada-Beşiktaş / Basketbol Erkekler Avrupa Kupası / SIRBİSTAN / Saat 19:00

15 ARALIK ÇARŞAMBA
Beşiktaş-Tent Obrenovac(SRB) / Challenge Cup Voleybol Kadınlar / AKATLAR / Saat 19:00

16 ARALIK PERŞEMBE

Beşiktaş-Mann Filter Zaragoza / Basketbol Kadınlar Avrupa Kupası / AKATLAR / Saat 19:00
BG Goettingen-Beşiktaş / Basketbol Erkekler Avrupa Kupası (Tekrar) / ALMANYA / Saat 20:00
Beşiktaş-Rapid Wien / Futbol Avrupa Kupası / ŞEREF BEY STADI / Saat 22:05

18 ARALIK CUMARTESİ

Oyak Renaultspor-Beşiktaş / U14 Futbol / OYAK RENAULT SAHASI / Saat 11:00
Beşiktaş-Fenerbahçe / Voleybol Genç Erkekler / AKATLAR / Saat 11:00
Oyak Renaultspor-Beşiktaş / U15 Futbol / OYAK RENAULT SAHASI / Saat 12:30
Beşiktaş-Fenerbahçe / Voleybol Erkekler / AKATLAR / Saat 13:30
Mersin Yenişehir Bld.-Beşiktaş / Hentbol / YENİŞEHİR BLD. SALONU / Saat 14:00
Sarıyer-Beşiktaş / U18 Futbol / YUSUF ZİYA ÖNİŞ SAHASI / Saat 14:15

19 ARALIK PAZAR

Beşiktaş-Eczacıbaşı / Voleybol Genç Kadınlar / AKATLAR / Saat 11:00
Sakaryaspor-Beşiktaş / U16 Futbol / SAKARYA ATATÜRK STADI / Saat 12:00
İzmir B.Bld.-Beşiktaş / T.S. Basketbol / CELAL ATİK SALONU / Saat 13:00
Beşiktaş-Eczacıbaşı / Voleybol Kadınlar / AKATLAR / Saat 13:30
Beşiktaş-Botaş / Basketbol Kadınlar / AKATLAR / Saat 15:30
Beşiktaş-Gaziantepspor / Futbol / ŞEREF BEY STADI/ Saat 19:00

20 ARALIK PAZARTESİ

Beşiktaş-Altay / A2 Futbol / NEVZAT DEMİR TESİSLERİ / Saat 13:30

21 ARALIK SALI

Beşiktaş-BG Goettingen / Basketbol Erkekler Avrupa Kupası / AKATLAR / Saat 19:00

RUHUN ŞAD OLSUN MÜHENDİS OKTAY

BEŞİKTAŞLI MÜHENDİS OKTAYOktay'ımızın mezarı bakım görmüş. Düzenleme yapılmış... Güzel olmuş, yapanların ellerine sağlık... Ama ailesi, ama sevenleri, ama "isimsiz" Beşiktaşlılar... Gectiğimiz anma sırasında da sonrasında da konuşmuştuk mezar taşı ile ilgili... Lakin çoğumuz ailenin rızası olmadan bu işe kalkışmanın doğru olmadığını söylemiştik.

Anma günü mezara vardığımızda, mezar taşının ön yüzündeki "spor şehidi" ibaresi silinmiş, harfler boya ile tazelenmiş, mezartaşı temizlenmiş, Oktay'ın mezartaşındaki fotoğrafı çıkartılmıştı...

Yine her zamanki gibi sayımızın azlığına çokluğuna bakmadan, yapılan eylemin doğruluğuna, güzelliğine bakıp gururlanarak, Oktay'ımızın yanında olduk...

"ATKIN EMANETİNDİR" dedik...

Nesiller boyu yaşatılacak bir yürüyüşün hasbel kader birkaç adımında, Beşiktaşlı Kardeşlerle yanyana olduk Oktay'ımızın anmasında... Hüznün yanında birlikteliğin mutluluğunu da yine birlikte yaşadık... Şimdi yaşayarak öğreneceğiz, hayattayken birbirimize daha sıkı sarılmamız gerektiğini...

Anma sonrası her zamanki gibi, Beşiktaşımızın eski yöneticilerinin, "Beşiktaş Aşığı" görev şehidimizin, Şan ÖKTEN ağabeyimizin mezarını da ziyaret ettik... Kabri başında dilinimiz döndüğü bilgimizin yettiğince anlatmaya calıştık değerini...

Yüreğinde Beşiktaş sevdasını yaşatarak bu dünyadan göç etmiş nice Kartalları selamlıyoruz...

"ATKINIZ VE SEVDANIZ BİZE EMANET"

SONBARİKAT

DSCF0406

DSCF0407

DSCF0409

DSCF0410

DSCF0412

DSCF0413

DSCF0414

DSCF0416

DSCF0417

DSCF0419

DSCF0420

DSCF0421

DSCF0422

DSCF0423

DSCF0424

DSCF0426

DSCF0427

DSCF0428

DSCF0429

DSCF0430

DSCF0431

DSCF0433

DSCF0434

DSCF0435

DSCF0436

DSCF0437

DSCF0438

DSCF0441

DSCF0442

DSCF0444

DSCF0445

DSCF0447

DSCF0448

DSCF0449

DSCF0450

DSCF0451