29 Kasım 2009 Pazar

Sivasspor : 0 - Beşiktaşımız : 1

İYİ BAYRAMLAR from SonBarikat on Vimeo.



Bu zorlu dönemin son halkası olan Sivasspor'u da takılmadan geçmeyi bilen Kara k
Kartalımız'ı tebrik ediyoruz... Ve "Medya Kargaları"na soruyoruz.... N'oolacak bu Beşiktaş'ın hali kardeşim ???

26 Kasım 2009 Perşembe

23 Kasım 2009 Pazartesi

Emirhan Oğuz / Ateş Hırsızları Söylencesi - Myndos Geçişi

Meşin Yuvarlak
1967

Kırmızı beyaz
Uzun selviler üzerinde uçan
ilk uçurtmayı görmek gibi
saçak altına yuvalayışını ilk kırlangıcın
Naylon soluk benizlilerin kalesine
sürünerek yaklaşan Kızıl Tuğ’un süt kardeşi
Baba’nın sınıf geçme hediyesi
ayıptır söylemesi
sadece dört kardeşe değil
mahalledeki uzun bıçaklıları
perişan eden cümle apaçi’ye
Dörtbaşı mamur mağazadan değil
nalbur Durmuş’tan alınmış
başka umutların, başka mahalle
sahalarının tozunu yutmuş meşin yuvarlak
Yamulmuş biraz, dış deri boyası kalkmış
Göztepe’li Telli Hüseyin’in
her frikikte doksana taktığı
bizim sahada yetişmiş hayal
Büyük kardeş der ki bu hediye
baba’nın kalbindeki narın
hüznü gibi durmasın sahanın zemininde
Gerçi Fenerli antrenör dakka beklemez
çıkartır bizi mahalle takımdan
ama ne gam
onursuz desinler bize dönersek aşkımızdan
Bu topu baba hakkına Baba Hakkı hakkına
siyaha beyaza boyamalı
değil mi ki yer siyah gökler beyaz
Beşiktaş’ım âlemlerin kralı

diyor Emirhan Oguz pek yakinda cikacak olan Evvel Zaman adli siir kitabinda.

Kimdir Emirhan Oguz?

Emirhan Oguz Emirhan Abi’dir.

Sairler Parki’ndan taniriz. Mac sonralari Kazan’in dibindeki cay ocagindan, deplasman otobusundeki yolculuklardan taniyanimiz vardir… Kimimiz Kapali’dan kimimiz Eski Acik’tan asinadir; Emirhan Abi bizimle kolkola, omuz omuzadir.




20 yili askin bir zaman once kaleme almaya baslamis Ates Hirsizlari Soylencesi’ni. 1977 ile 87 arasi yazdigi siirlerinden olusan “Ates Hirsizlari Soylencesi” kitabi ile Akademi Kitapevi Siir Odulu ve Ceyhun Atuf Kansu Siir Odulu’ ne layik gorulen Emirhan Abi’nin bu kiymeti essiz kitabi uzun, epey uzun bir aradan sonra simdilerde tekrar yayinlandi. Okumak lazim. Okumak lazim cunku “yasam suncagiz bir sey iste”…

yaşam şuncağız bir şey işte
bir defter kalır gidenlerden
ayrı düştüklerimizden bir kitap
yıllar sonra aklına gelir de birden
bakarsın/kuytu dalında bir sayfanın
incecik izler vardır
diretmişliğimizden
yaşam şuncağız bir şey işte
altı çizilmiştir kimi satırların
gelseydiniz, karışsaydı gözleriniz çayın buğusuna
böyle koymazdı tozutarak esmesi karın
okursun/için burkulur da biraz
derin gizler vardırbirikmiş eski mektupların
yaşam şuncağız bir şey işte
bir dostun ölüm haberi gelir
bir ihzar müzekkeresi bir arama emri
sen bir ilmek daha arasın acının şiirine
duyarsın/biri sevdiğini öper son kez ağzından
sokaklar iz tarlası
adresin belirsizdir
yaşam şuncağız bir şey işte
güneş fabrika duvarlarına düşünce
sessiz adımlarla yürür sabahı umut
karışsan yankıların bir ışık salkımında yitişinde
dinlersin/yazılmamış bir tarihin
yalın dipnotudur bunlar
yazılır günü gelince

(emirhan oguz – kasim’85 sagmalcilar)



Bak, gordun mu? “bu kitapta sen varsin”.

Ates Hirsizlari Soylencesi, mujdemi isterimin karsiligi gibi Myndos Gecisi’ni de yaninda getirdi. Daha kafadan Miguel Hernandez ile yaptigi giriste onulmaz yaralarimiz mevcut…


Üç yarayla gelmisti:

aşk yarası
ölüm yarası
hayat yarası

Üç yarası var onun;

hayat yarası
aşk yarası
ölüm yarası

Üç yaramla yaşarım ben;

hayat yarasi
ölüm yarası
aşk yarası

(emirhan oguz, serbest ceviri, myndos gecisi)



Denildigi de gibidir zaten, hakikaten de oyledir.

Kadranla barut arasında bir ömür aşktan kısa” dir. Yalan mi ?

Sen sustun seni soranlar oldu:

kör oldum dedi şehri başka şafaklar altında bilen çınar
lal oldum dere agizlarına inen poyraz

şaç bağının cözüldügü yere ne güneşler yakışırdı

şaçlarına dokunan esrarıysa soran bulunmaz.

(emirhan oguz, myndos gecisi)


Ates Hirsizlari Soylencesi ve Myndos Gecisi adli siir kitaplarinin yanisira pek yakinda Evvel Zaman ve Mesel adli kitaplari da cikmis olacak.

Gideceğimiz yeri biliyoruz: / izler var / bizden önce bırakılmış”.

Dogrudur ve sayenizdedir… Halkin sairine selam olsun.

Beşiktaşımız : 3 - Fenerbahçe : 0



Beşiktaş, büyük taştır altında kalırsınız.
106 yıllık camianın ismiyle dalga geçmek, küçük görmek boyunuzu aşar. Dersinizi yine Beşiktaş verdi.
Fotoğraflar için:

18 Kasım 2009 Çarşamba

Biz, Büyük Beşiktaş Taraftarıyız. Kimliğimiz budur !



Biz, Büyük Beşiktaş Taraftarıyız....

Kimliğimiz budur.

Her birimize kimlik sorulacağı ilanı yapılarak potansiyel suçlu muamelesine maruz kıldığınız bizler,

bu ülkenin insanlarıyız...

Halkız, Beşiktaşlıyız...

Bizleri tanımıyor değilsiniz;

İşçiyiz, işsiziz, öğrenciyiz, öğretmeniz, şairiz, memuruz, tezgahtarız, yazarız, çizeriz.

Bildiğin işportacıyız, çiftçiyiz...

Köydeki çoban, denizdeki balıkçı, yoldaki şoförüz.

Kadın-erkek, kimimiz yaşlı kimimiz genciz…

Yeni doğmuş bir bebek, sokakta kovaladığın çocuğuz.

Ezcümle;

Halkız, Beşiktaşlıyız.


Biz, Büyük Beşiktaş Taraftarıyız.

15 Kasım 2009 Pazar

Haftanın Sonuçları





Beşiktaşımız, lider ve yenilgisiz olarak çıktığı Akatlar'da Efes Pilsen'e 84-88 mağlup oldu. Basketbol liginin 5.haftasında namağlup olarak rakibini ağırlayan Beşiktaşımız, serbest atışlarda arzuladığı ritmi tutturamayınca ilk mağlubiyetini aldı.
1.Periyot : 20-20
2.Periyot: 36-41
3.Periyot: 55-60
Maç sonu: 84-88
Ligin 5.haftasında, deplasmanda Çankaya Belediyesi ile karşılaşan hentbol takımımız, müsabakadan 23-34 galibiyetle ayrıldı. İlk yarıyı 15-10 önde kapayan Kartallarımız, ikinci yarıda tempoyu arttırarak farka gitti. Maçtan sonra hocamız Müfit Arın " Gittikçe daha iyi oynuyoruz, çok daha iyi maçlar çıkaracağız." dedi.
Voleybol takımımız, ligin altıncı haftasında Akatlar Arena'da Galatasaray'ı 3-0 mağlup etti.
1.set : 25-18
2.set : 25-23
3.set : 25-20
Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımız, ligin ilk maçında Adana Engelliler'i, Süleyman Seba Spor Salonu'nda 85-54 mağlup etti. Mücadelenin başından sonuna kadar üstün bir oyun ortaya koyan Kartallarımız, farklı bir skorla salondan ayrıldı.
1.Periyot : 31-18
2.Periyot : 48-28
3.Periyot : 66-42
Maç sonu . 85-54
SonBarikat

13 Kasım 2009 Cuma

Bir Yol Hikayesi: Beşiktaş




Yollar Beşiktaşlı'nın, gökyüzü Kartal'ındır...

9 Kasım 2009 Pazartesi

Şeref Görkey ( 1913 - ....)


Şerefimiz, ölümünün 5. yılında yarın Zincirlikuyu'daki kabri başında, saat 11:00'da anılacak. Anma töreni için saat 10:00'da Akaretler'den servis kalkacaktır.

8 Kasım 2009 Pazar

Şeref Görkey / Sensiz 5 Yıl

Voleci Şeref…


1913 doğumlu Şeref, 16 yaşında Beşiktaş’ın kapısından içeri girdi ve bir daha hiç ayrılmadı. 20 yıl boyunca Beşiktaş formasını gururla taşıdı ve her daim sırtında 10 numara oldu.

Attığı 320 golün 99 tanesi vole ile olduğu için “Voleci” lakabını aldı. Oynadığı yıllar içerisinde hiçbir zaman penaltı kullanmadı. Penaltıyı golden saymıyordu.


* Voleleri ile ilgili güzel bir de anısı vardı:“Attığım gollerin çoğunda Hakkı'nın emeği vardır. Baba Hakkı, Şükrü Gülesin gibi topu ayağına lokum misali oturtan arkadaşların varsa, o voleleri sen de atarsın!

Bir keresinde Fenerbahçe'ye normal bir gol atmış Görkey. Tribünlerden hemen "Sana yakışmadı" şeklinde sitemler yükselmiş. Bunun üzerine Şeref Görkey'le hakem arasında şu diyalog yaşanmış:

Şeref Görkey: Hocam bu golü saymayın.

Hakem: Neden?

Şeref Görkey: Elime çarptı hocam

Hakem: Ben görmedim ve golü verdim. Artık iptal edemem.

Hakemi "kandıramayan" Görkey, devre arasında soluğu Baba Hakkı'nın yanında alıyor: "İkinci devre hep havadan isterim topları.”

İstediği oluyor ve kendisine ilk devrede sitem eden taraftarlardan, muhteşem bir voleyle adeta özür diliyor.”

Futbolu bıraktıktan sonra teknik adamlığa başladı.Beykoz, Adalet ve Beşiktaş’ta görev aldı. A Milli Takım’ın hocalığını yaptı.

Beşiktaşımız’ın 100. yılında, Şeref Bey Stadı’nda bir başka efsane golcümüz Feyyaz Uçar ile birlikte 100. yıl meşalemizi yaktı. Görkey, o gün yaşadığı mutluluğu şöyle anlattı:


* “Bir zamanlar Taksim Stadı vardı. Şimdi Gezi Parkı'nın olduğu yer. Biz maçlarımızı orada yapardık. Kadıköy'deki Papazçayırı gibi. Ben Taksim Stadı'nı dün gibi hatırlıyorum. Zaten o stadda oynayıp da hâlâ yaşayan başka topçu kalmadı. Şeref Stadı'nda da çok maç yaptık. Şimdi orada da Çırağan Oteli var. Ama İnönü'nün yeri ayrı. Biz oraya Dolmabahçe deriz, Mithatpaşa deriz. Şimdi İnönü diyorlar. Ne maçlarımız oldu orada. Futbolu bıraktığım 1950 yılından bu yana hiç ayağım değmemişti İnönü'nün çimlerine. O gün, 100'üncü yıl kutlamaları için Feyyaz'ın kolunda sahaya girince duyduğum heyecanı anlatamam. Herkes bize bakıyor, seyirciler tribünlerde. Tıpkı eski günlerdeki gibi... Bir an yığılacaktım olduğum yere. Çok heyecanlandım. Hiç böyle bir günüm olmadı. Allah bana bu günleri gösterdiği için çok bahtiyarım."

Efsane Şerefimiz’i 2004’ün Kasım ayında kaybettik. Ömrünü Beşiktaş’a harcayan, Beşiktaş ile yaşayan Şerefimiz’in ruhu şad olsun.

* http://www.bjk.com.tr/bjkdergi/sayfa.php?ya=200412&s_id=k06

Beşiktaşımız : 38 - Ankara Emekspor : 24




Ligdeki ilk maçını farklı kazanan takımımız, bugün yine zorlanmadı. Kartallarımız, ligin zayıf ekiplerinden Ankara Emekspor karşısında ilk yarıyı 20-8'le geçerken, farkın getirdiği rahatlıkla ikinci yarıda oyuna fazla asılmadı. 38-24'lük skorla galip gelerek, ligdeki ikinci maçından da galibiyetle ayrılan Kartallarımız'ı tebrik ederiz.

7 Kasım 2009 Cumartesi

Başımız Sağolsun


Türk Spor Basınının duayen kalemlerinden, Beşiktaşlı ağabeyimiz, güzel insan İlker Ateş'i kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.


Temmuz ayında geçirdiği bir kaza sonucu beyin kanaması teşhisiyle kaldırıldığı hastanede, uzun süredir tedavi görmekteydi. İlker abimiz bir süredir tedavi gördüğü Altunizade Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde bu sabah hayatını kaybetti.


Ailesine ve sevenlerine sabırlar, okurlarına ve Camiamıza başsağlığı diliyoruz.


Abimizin cenazesi, yarın saat 11.00'de Türkiye Spor Yazarları Derneği’nde düzenlenecek olan törenden sonra, Levent Camii’ndeki öğle namazını takiben, Kocaeli Değirmendere’de toprağa verilecek.


Mekanın cennet olsun İlker abi.

1 Kasım 2009 Pazar

Beşiktaşımız : 1 - Ankaragücü : 0


Saatler boyunca aralıksız yağan yağmur, nereden estiği belli olmayan haşin rüzgar, erkenden bastıran soğuk ve bir de Mustafa Denizli... Beşiktaş taraftarının cumartesi akşamı çilesi bunlardan ibaretti. Beşiktaşlının ateşini hiçbir şey söndüremez; fakat Beşiktaş'ın her türlü yönetim kademesi bunun için uğraşıyor olsa gerek.


İştahlı başlayan takımın kanadı Yusuf'la kırık, rakip kaleyle olan göbek bağı Nobre'yle kesik. 10 numaralaştıramadıklarımızdan Tello'nun isteksizliğini, etkisizliğini, umursamazlığını neye bağlayalım peki? "Saçsız kral" Ernst'e en sonunda söylenecek olan belli: Deli bu adam! Malum, bu ülkede adamı çıldırtmak için her şeyi yaparlar, adam delirince de deli deyip kenara çekilirler. İsmailimiz radara bir giriyor bir çıkıyor. Bugünkü oyunu ile hem takımı uçurdu hem de neler yapabileceğini gösterdi. Göremeyenler utansın!


Bahisçilerin "alt biter" bankosu oldu Beşiktaş. Tabii bahisçiye hava hoş; son dakikada o golü yesek, kahrolacak olan biziz. Sevdiceğiyle kumar oynayan bizden değildir. Sence Mustafa hoca? Sağlamken bütün maçı çıkaramayan Yusuf'u, 1 aylık sakatlığın ardından 90 dakika oynatmanın adı nedir acaba...


Yağmur çamur demeyen Beşiktaş taraftarı akşamın yüz akı yine. Türkiye'nin yüz karası ise, Alen Markaryan'a ırkçı tezahürat yapan Ankaragücü tribünleri. Irkçılık, Türkiye Futbol Federasyonu'nun umurunda mıdır? Bizler tribünden bu ırkçı söylemde bulunanlara gereken cevabı verdik de, hak ettikleri cezayı siz verebilecek misiniz, meraktayız...

Geçmiş Olsun Oğuzhan Büyük



Geçtiğimiz hafta oynanan Ankara 06 Aterspor karşılaşmasında, sol el tarak kemiği kırılan Oğuzhan Büyük başarılı bir operasyon geçirdi.En az 4 hafta takımdan uzak kalacak olan Oğuzhan Büyük'e geçmiş olsun dileklerimizi sunarız.