4 Ekim 2010 Pazartesi

Trabzonspor : 1 - Beşiktaşımız : 0


Son yıllardaki değil ama Şenol Güneş’in başında olduğu Trabzonspor özellikle kendi evinde ligin en korkulası takımlarından. Rakip teknik adamların bu deplasman için kağıda 3 puan yazması pek mümkün değil. Beşiktaş ise bunu gerçekleştirme ihtimali yüksek olan bir ekip haline geldi Schuster’le, ancak Şenol Güneş hem maç stratejisiyle hem de maç boyunca yaptığı değişikliklerle galibiyeti Trabzon’a getiren adam oldu. Futbol aleminin en underrated teknik direktörü ve kişiliği olması ülkenin acı bir gerçeği maalesef; biz hakkını teslim edelim. Ona saygımız büyük.




Gelelim Beşiktaş’a. Dayının ilk on birinin eleştirilecek bir yanı yok. Sağ bekteki Hilbert tercihi Nobre’yi zorunlu hale getirdi. Şaşkınlık yaratan nokta ise oyunun gidişatına olumlu yönde etki edememesi oldu. Beşiktaş orta sahası müthiş pres ve ikili-üçlü sıkıştırmalarla felç edilirken, Fenerbahçe maçındaki gibi orta sahadan oyuncu çıkarıp Bobo’yu sokması yanlışlarından biriydi. Holosko’nun en azından alan değiştirmesi sağlanabilir, sol tarafta çakılı vaziyette Serkan’ın markajında boğulmasının önüne geçilebilirdi. Fatih Tekke’nin dönüşüyle Nobre 3. tercih olur artık; oyundan bağımsız olarak sürekli geriye koşan bir santrfor Guti’yi hayattan soğutuyordur kesin. Tabata'nın sağda Hilbert'in yolunu açması güzel ama çizgiye indiği anlarda Hilbert'e yanaşarak rakip savunmanın dengesini ikili oyunlarla bozması beklenirdi. Trabzon’un en zayıf bölgesi olan sol kanadından Beşiktaş’ın skora yansıyacak aksiyonları üretememesine neden oldu Tabata.




Tabata-Necip ve Nobre-Bobo değişiklikleri ile Guti öne kaydırılabilir, böylece Guti’nin yorulması engellenirken, bu sezon görmeye alıştığımız baskın Beşiktaş orta sahası tekrar zuhur edebilirdi. Necip’i kullanarak Hazreti Guti’yi kaleye daha yakın bir pozisyonda oynatmak, Hilbert ve Bobo’nun sahada olmasını sağlayacak bir hamle olarak gelecek için mutlaka düşünülmeli.
Vurgulanması gereken önemli bir nokta da Beşiktaş’ın her halükarda oyundan kopmaması ve son ana kadar rakibi zorlaması. Dünkü haliyle de 100. yıldaki Trabzon deplasmanında Pancucan’ın 90’da kurtardığı Beşiktaş’ı hatırlattı. Teofilo’nun atıldığı pozisyonda bütün takımın olay yerinde olması da şahane. Yıllardır dilimizden düşürmediğimiz dayanışma yeşermeye başlamış demek ki.




Her ne kadar ciddi hatalar yapmış olsa da Schuster’e güven tam. Sonuçta Trabzon’da kaybetmek gayet doğal. Ayrıca dayının takıma hakimiyeti açısından geçilmesi gereken aşamalar bunlar. Buradan elde edilen veriler ilerisi için çok değerli.




Son bir söz de Kuddusi çapsızına. Rezil bir yönetim gösterdi. Sadece Teofilo’nun yumruğuna çıkardığı sarı kart bile yeterli. Sinan Engin buna torpil yapıp Ligtv’de yanına alsın. Zamanı geldi de geçiyor.



SonBarikat

Hiç yorum yok: