20 Eylül 2010 Pazartesi

Fenerbahçe : 1 - Beşiktaşımız : 1


Yıllar sonra bir gün dönüp, bu maçı aklıma getirdiğim zaman; Nihat'ın akıl almaz derecede kötü performansından, Bilica'nın yan hakeme girişecek düzeyde yakarışlarına rağmen atılmamasından, Hakan'ın en olmadık yerde hatalı çıkış yaparak oyunun tüm şeklini terse döndürmesinden öte Schuster'in maçın öncesinde, maç esnasında ve sonrasında büründüğü mantık dışı panik halin resmi duracak önümde. Bugün Schuster'in içine Mustafa Denizli kaçtı.
Git gide daha da iyi oynamaya başlayan, Türk futbolunun son yıllarda gördüğü en büyük orkestra şefinin sahada yer aldığı takımda eğer Mehmet Aurelio, "tecrübeli oyuncu" vasfıyla Necip'in yerine ilk 11'de yer alıyorsa, orada akıl dışı ve ezber işler var demektir. Derin taktik analizlere girme gereği duymuyorum, Cartalete ve Noat Samisa bunu bizlerin yerine yapıyorlar zaten. Beşiktaş'ın maçlara çıkması gereken kadro, 5. hafta itibariyle üç aşağı beş yukarı bellidir ve bunun "ya tutarsa?"sı olmaz; olmamalıdır. Bobo'nun olduğu yerde Nobre'ye forma vermek, "rakibe göre oyuncu rotasyonu" ile açıklanamaz. Bobo, her alanda Nobre'den daha komple bir oyuncudur ve "gol" atmaktadır, gol atamadığı zamanlarda da doğru koşuları doğru zamanlamalar ile yapmaktadır. Bugün Beşiktaş kazandığı 1 puanı bu koşulardan biri ile elde edebilmiştir. Tecrübe meselesi ise modası geçmiş bir futbol ezberidir ve Necip ile Mehmet Aurelio'nun yeteneklerinin birebir aynı olduğunu varsayarsak dahi -ki çok açıktır ki Necip, Aurelio'dan çok daha yetenekli bir oyuncudur- Necip, Mehmet Aurelio'dan daha tecrübeli bir oyuncudur; çünkü Beşiktaş formasıyla Mehmet Aurelio'dan daha fazla maça çıkmıştır. Ve klasik bir 4-3-3'ün orta alan dizilimi 1-1-1 şeklinde tezahür ediyorsa bu Aurelio'nun bu takımı, doğal olarak, tanımamasından kaynaklanır ve bu nedenle kanatlara açılan Dia orta alandan aldığı topu Alex'e dahi vermeden içeri götürebilmektedir.
Nihat ve Nobre'nin takımı sabote eder halleri, bugün, organizasyon ve oyuncu kalitesi bakımından rakibine üstün olan bir takımı beraberliği kurtardığına sevindirtebilmiştir. Schuster bu takımı bir sistem takımı yapma yolunda bir hayli aşama kaydetmiştir ve bugün maçın toplamda 65-70 dakikasına yayılan oyun, sahada yer alan formasyonun ve oyun anlayışının işlerliği açısından önemli ipuçları verir. Ancak futbol doğru taktikle olduğu kadar doğru oyuncularla da oynanır ve Nobre ile Nihat'ın iki kontenjanı doldurduğu ileri uçta Quaresma'nın sahanın her alanında kendini açık alana kaçırmaya çalışması, ya da topla beraber tek başına kanatlarda sıkışmasının tek sebebi rakibin ikili ya da üçlü sıkıştırmaları değildir. Nihat - Nobre ikilisi ile Quaresma başka dünyaların insanlarıdır çünkü. Bu takımın ileri üçlüsü Quaresma - Bobo - Hilbert/Tabata şeklinde oluşmak durumundadır. Rotasyonu da Ankaragücü ayarında rakipler için ayarlarsınız artık.
Üç yanlışla başlanan maçın henüz ilk yarısında telafi edilecek üç yanlış hakkının ikisi futbol tanrıları tarafından Schuster'in elinden alındı. Sakatlıklar olmasa Aurelio - Necip, Nihat - Hilbert, Nobre - Bobo gibi değişiklikleri görebilecek miydik ya da ikinci yarıya yayılacak bu gibi değişiklikler, oyunun etkinliğinde sorun yaşamayan Beşiktaş'ı gol yollarında da etkili yapabilecek miydi? Görülen o ki, sadece Bobo değişikliği ile dahi Beşiktaş ileride top tutmuş, Quaresma'nın topsuz oyununa opsiyonlar getirebilmiştir. Bu kısıtlı dakikalarda ikinci golü bulmaya yakın taraftır da. Fenerbahçe'nin oyunu seyirci baskısı, sert oyuna gösterilen müsamaha ve Hakan'ın hatalı çıkışıyla yenilen golden sonra rakipte oluşan özgüven kaybıyla bir üst seviyede gözükmüştür ve Dia'nın efektif oyunu onları net pozisyonlara da sokmuştur. Ancak bunların ilk elden oluşumu da, apaçık doğrular yerine deneysel hamleler ile tavşancılık oynamaya çalışan Denizli tribine girmiş Schuster sayesinde gerçekleşmiştir. Bunun adı rotasyon olamaz.
Beşiktaş, nihayetinde kaliteli bir takım oluşturmuştur ve doğru oyuncularla oynadığı takdirde etkinliğin yanında skoru da elde edecek bir taktik formasyona sahiptir. Bu nedenle bu maçın bir deneye kurban gitmesi can acıtıcıdır. Maçın geneli sezonun geri kalanı için ümit veren elementlerle dolu, ancak Schuster'in bu deneylerine devam etme olasılığı Beşiktaşlının hevesini kırıyor. 1 puan bu gece için can acıtan, ama pragmatist düşünce ile çok da kötü olmayan bir sonuç.
Ancak, büyük hevesle beklenilen maçlardan 1 saat önce kadroda Nobre'yi görmek, birçok Beşiktaşlının canını sıkıyor, negatif bir aura oluşturuyor. Bu durumdan çok sıkıldık.
SonBarikat

2 yorum:

Yasin dedi ki...

yorumlarına bu sefer katılmıyorum schusterin tedirgin olduğunu hiç sanmıyorum öyle olsa ibrahim üzülmezi sağ beke koymazdı.
necip ve aurelio ayrı pozisyonların adamı necip box to boxken aurelio tam bir dmc ve stoperleri rahatlatan bir oyuncu ayrıca bu maçta en az 3 net kesişi vardı ki skoru doğrudan etkiledi...

Ahmet Değirmenci dedi ki...

blog siteme yazar arkadaşlar arıyorum destek amaçlı mezarımdabile.blogspot adlı bir beşiktaş blog sitem var haberiniz olsun katılmak isteyenler bana ulaşabilir