6 Nisan 2009 Pazartesi

Sokak Bizimdir!








Yönetim açıklamasında diyor ki; “taraftarlar arasına giren, davranışları asla kabul edilemeyecek bazı gruplar polisimize karşı zaman zaman hoş olmayan davranışlarda bulunmuşlardır.” Yani mütemadiyen değil ama zaman zaman! Peki ne zaman? Hangi durumda ve hangi şartlar dahilinde? Herkes değil ama bazı gruplar! Peki kim bu “gruplar”? Kaç grup? Bir…iki? Gece yarısı iki-büklüm vaziyet alınarak yapılmış olan açıklama metnini resmi siteye koyarken olayların nasıl geliştiğine bu denlicesine ayrıntılı bir şekilde hakim olmuş olmalısınız ki adı, sanı ve adedi sadece sizde belli “gruplar” olayların tek mümessili olmuş.

Polis teşkilatı, "sözde"“taraftarlar arasına giren, davranışları asla kabul edilemeyecek bazı gruplar” ile başa çıkamamış ama bütün Beşiktaş taraftarlarını telef edebilecek gücü kendinde bulabilmiştir. Bunu mu söylemek istiyorsunuz?

Bu “bazı gruplar” ifadesi ile muhatap olan taraf bu denlicesine küçültülürken öte yandan “..bu yanlış hareketler Beşiktaş Camiası'nı ve Yönetimimiz'i derinden üzmüştür.” denilerek -sinek küçük ama mide bulandırıyor-havası atmaktan geri durmamışsınız. İçi boş, hamasi bir ifadedir bu. Sizin gibilerin midesi her şeyi kabul eder. Çünkü sizler, bu olayların “özellikle” denilerek “polis teşlkilatının 164. yılının kutlanması haftasında” meydana gelişine üzülürken, polis teşkilatı kendi kuruluşunu sokakta büyük Beşiktaş taraftarının üzerine su sıkarak, yüzüne tekme, kafasına cop vurarak kutluyordu. Yani sizin fazladan üzülmenizi gerektirecek bir durum yoktu. Sizin üzülmeniz gereken tek şey hala ve hala “taraf” olamayışınızdır.

Velev ki açıklamanızda yer aldığı üzere tanımı yapılamamış o tasvip etmediğiniz davranışlar “zaman zaman” ve herkesçe de değil “bazı gruplar” tarafından sergilenmiştir… O halde bütün taraftarın çektiği eziyet, maruz kaldığı polis terörü nedir ve niyedir?

Söz konusu olan muğlak bir ifade ile tanımlanan “bazı kişiler” ya da “bazı gruplar” değildir; Söz konusu olan "Büyük Beşiktaş Taraftarı"dır Yani bu halkın içinde yaşayan insanlar, bu ülkenin sıkıntılarını, dertlerini birebir yaşayan insanlar… Ki, bu ülkenin sevinçlerine de ortak olmasını bilen, bu ülkenin korunması gereken değerlerine önem atfeden, yerilmesi gereken yerde sesini çıkarmasını bilen Büyük Beşiktaş Taraftarı’dır söz konusu olan.

Sevilmiyoruz, bunu biliyoruz. Bir araya geldiğimiz zaman düşman kuvvetleriyiz sanki biz. Sakıncalıyız, bunu da biliyoruz. Çünkü Beşiktaşımıza olan sevgimizi yer yer organize bir şekilde, bir örgütlülük temelinde ve hem de toplu olarak ifade edebiliyoruz. Çok tehlikeliyiz nazarlarında. Ve sizlerin istediği, dayatılan taraftar profiline de uymuyoruz. Serseri değil delikanlıyız. Asiyiz ve asiliz. Numaranın yazılı olduğu koltuğa oturmanın hücreye hapsolmak olduğunu bilenleriz.

Ancak olaylar ve eylemlere müdahale sırasında birçok masum taraftarımızın maça gelişlerinde ve stadyuma girişlerinde zarar görmeleri, fiziki itiş kakış içinde kalmaları ve mağduriyete uğramaları üzüntümüzü daha da arttırmıştır.

Kim tarafından, kimler tarafından yaratılmıştır bu mağduriyet? Neden açık açık telafuz edemiyorsunuz? Mağdur olan Büyük Beşiktaş Taraftarı'dır. Beşiktaş taraftarının statlarda, deplasman yollarında mütemadiyen polis terörüne maruz kalmasına hiç mi şahit olmadınız daha önce? Polisin sebebiyet verdiği bu mağduriyet ne ilktir ne de son olacaktır.

Taraftarları "sağduyudan ve itidalden yoksun" kişiler olarak tanımlarken, bu halkın tarihi o toz konduramadığınız polisinizin ne kadar sağduyu ve itidal yoksunu olduğunun örnekleri ile doludur.

Siz, derneğin yegane mirasçısı tarihi Kabataş Lisesi’ni unutup, 106.yılımızı salonlarda BJK Koleji ile kutlayın. Siz, taraftarınızın suratında tekme patlatan, kafasında cop kıran polisin 164.yılını localarda kutlayın. Sokağı tanımıyorsunuz. Sokağı tanıyan bir neslin insanları da değilsiniz. Siz salonlarda, sırça köşklerde, localarda saf tutmaya devam edin. Sokak bizimdir.

SonBarikat

Hiç yorum yok: