5 Haziran 2011 Pazar

ŞEREF'E GİDİYORUZ!

“Yağmur altında kasıklarına kadar kül ve çamur içinde futbol oynamaya çalışırken izlediği çocuklar için birşeyler yapmalıydı Ahmet Şerafettin. Mesela oynayabilecekleri ve Beşiktaş'a ait bir stat.“

Beşiktaşlılar yine bir Haziran günü Şeref Bey anısına buluşuyor. Yine semtteyiz bayraklarımızla, pankartlarımızla...

Yine ulu çınarın tarihinden bizlere düşen selamı aldığımızı göstermek için...“Hep birlikte bu büyük kulübe dahil olup, onun futbol şubesini meydana getireceğiz.” şiarı ile yola çıkanlardan, Şeref Bey’lerden, Beşiktaşlı ahlakını ete kemiğe büründürenlerden almıştık bu selamı; büyüterek devam ediyoruz. Beşiktaş değerleri, geleneği ve ilkelerini salt sözden çıkarıp, hayatın kendisine ve tüm alanlarına taşıyan herkese selam ediyoruz yine.

Beşiktaşlılık hayata dair verdiğimiz belki de en büyük sözümüz; kıymetini hissettikçe tuttuğunu hissettiğin...Aldığımız en büyük emanet; gururlandıkça kıymetini bildiğin...

Bugün herşeyin değeri alma-satma ile ölçülürken, tüm sistem en çok kazanan üstüne kurulurken, mücadele yerine mutlak kazanma kutsanırken, kazanmanın saf tutkusu yerine de akıl-fikir oyunlarıyla her tür kazanç mübah görülürken, piyasa değerli sahte büyüklükler peşinde koşulurken...sen Şeref’inle oynayıp Hakkı’nla kazandıkça büyük düşünüyorsun...

Çünkü Beşiktaşlıysan biliyorsun ki, sadece kapladığın alan kadar değil eşsiz mirasını yaşattığın kadar büyüksün. Çünkü Beşiktaşlıysan biliyorsun ki, başkalarına benzeyerek değil, başkalığını yaşattığın kadar büyüksün...Beşiktaşlıysan bunu öğreniyorsun, bunu bilerek büyüyorsun...ve bunu bildikçe büyüyorsun.

Biz Şeref Bey’i sadece hatırlamıyoruz, biz Şeref Bey’i hatırlatıyoruz. Aslında Şeref Bey’i hatırlatırken, tüm aleme bunları da hatırlatmak istiyor Beşiktaş taraftarı. Hem Beşiktaş adına yetki verilmiş olanlara, hem her alanda Beşiktaşlılığı temsil edenlere, hem de dosta düşmana...

Şunu da tekrar hatırlatalım: Ulu çınarın tarihinin çıktığı yol belli; Beşiktaş’ın stadının adı Şeref Bey’dir. Er veya geç öyle yazılacak, öyle kalacak. Bu tarihin, bu mirasın, bu emanetin gereği bu. Beşiktaş’ın stadı da, adı ile, yapısı ile “sadece “ Beşiktaş’ı anlatır, Beşiktaş’ı yaşatır. Orada sadece Beşiktaş yaşar...

Evet, kalbimizin en orta yerinde büyük bir yangın var; Beşiktaşlılık tutkusudur o yangının ateşi. O ateşin körüğü de bu eşsiz mirastır. Selam olsun bu büyük emaneti bırakanlara...

“-Ah dostum Şerafettin... Hastasın biliyorsun, yatakta olman gerekirken hala Beşiktaş,hala Beşiktaş...Beşiktaş seni öldürecek dostum bu genç yaşında, dedi doktor Enver . İnce bir sesle "feda" dedi ama kimseler duymadı.”

Duyuldu aslında, ve anlatıldı bize...ve ne mutlu ki bize,

“Gideceğimiz yeri biliyoruz:

izler var

bizden önce bırakılmış.”

11 HAZİRAN CUMARTESİ

Saat 16:00'da Kazan'ın yanında toplanılıp

17:30 gibi mezarlığa hareket edilecektir.

18:00 civarı Şeref'imizin kabri başında anma başlayacak.

SonBarikat

Hiç yorum yok: