18 Haziran 2011 Cumartesi

MEDYA KAYNAĞI

bjk medya

Ne olursa olsun genç voleybol takımın türkiye 2 ncisi olmuş... Çocuklar günlerce emek harcamış, ter akıtmış, dünyanın öbür ucunda değil, istanbulda bu çocuklar. Gidip 2 kelime hocalarıyla görüşmek, turnuva değerlendirmesi almak, çocukların bir iki fotoğrafını çekip duygularını sormak çok mu zor?

Bir dönem erişebildiğimiz kadar biz yaptık bunu "örnek olur" diye... Kendi dönemi içinde tek oldu ve o da orada kaldı... Fakat bu işin üstünden para kazanan, ekmek yiyen "beşiktaş medyası" bir türlü şu popülizmden kurtulup bir ayağıyla kulübe hizmet anlayışına geçemedi...

Hiçbir alanda yeni birşey yok.... Yeni laf yok... Yeni merak yok... Araştırma, üstüne gitme yok.... Sorma yok, cevap arama yok.... Yorumlama, aktarma yok....

Ne var?

Açar açmaz memeleri sarkıtmış güzel hatunların ilk göze battığı herkesin tekrar ettiklerini yazan haber sitelerimiz var...

Ne var?

"Transfer Borsası" sloganıyla yayın yapan , yayın hayatı boyunca kolpadan cukka üretmeye gayretlenmiş, Beşiktaş için harcayacağı emeği, dilini kurutacağı lafı hep abidik karışıklıklara, gubidik dedikoldulara harcayanlarımız var...

Ne var?

Sürekli resmi site taklidi yapan, eh ama işte ancak onun kadar beceriksiz olan, imlası bozuk, alelacele toplama haber ve köşe yazısını derleyip "hizmet ürettiğini" sanan online taraftarlarımız var...

Ne var?

Muhtemel ki 2-3 kardeşimizin bir araya gelerek 15 liraya aldıkları domain adını, "bir ara prim yapar da kulübe çakar mıyız?" zihniyetiyle elde tutup, sonra da girişine "burası bjk resmi sitesi değildir" şeklinde açıklama koyarak, totomaç, fan-etik ve bilimum "para indirme sporuna hizmetli" gazete sitesinden topladıkları haberlerle yayın yapan, üstüne üstlük adını da Beşiktaş "Fan" Sitesi koyanlarımız var (bknz: "Fan"; yelpazelenmek, havalandırmak, hava vermek, körüklemek, tahrik etmek, alevlendirmek, yelpaze şeklinde açılmak, yayılmak, esmek)...

En acısı da, içinde sevdiğimiz beğendiğimiz insanların kelamlarının da aktığı, voleybolcu çocukları arayıp bulacağına, iki kelam hal hatır soracağına, Denizli'de sandığa "Beşiktaş" yazıp atan çocuğu arayıp kilometrelerce öteden bulan, "22 yıldır kongre üyesiyim, bişeyler anlatıcam ağzınız açık kalacak" edasıyla 22 yıllık kulüp içi söz-yetki-karar mekanizmalarındaki ataletini, sorgulamazcılığını belgeleyip, üstüne lütuf bekleyen "az sonra" zihniyetli, "esintili-fırtınalı-boranlı" köşe yazarlarıyla kartal adına bakan ama maalesef göremeyenlerimiz var...

Ne var? Ne var yani? 1 yıl arasak ucu bucağı gelmeyecek bir dolu benzer türedi gereksiz alan var...

Maalesef ki aynı kafeste yaşamaya devam eden birbirinin kopyası bi dolu gereksiz "bizden maymun" var...

Forumlarda transfer tartışan taraftarın ayarına göre yazı yazan köşe yazarlarımız var...
Bu köşelerde yazanların laflarına gıcık olup ayar veren blogcularımız var...
Bloglarında kişisel ilgi alanları üstünden 1 resim 3 kelam ile değdirip çekenleri bir araya getiren sitelerimiz var...

Ama adam gibi bir "Medya Kaynağı" yok..

Özkaynak deriz ya hep... Hani herşeyimizin can suyudur o... Medya Kaynağı da olmalı bir tarafımızda... Felsefesi olmalı... Zihinsel yapılanmamıza düşünce suyu olmalı...

Ama yok...

İlle de maymunluk, ille de kabuklu çerez...

Atmıyoruz ulan kafesinize yem...

Açlığınızda yok olun demek var ama sizin varlığınızda biz "acımızdan ölüyoruz"...

Yazık... Ki bin kere yazık...

Hiç yorum yok: