27 Haziran 2011 Pazartesi

GÖKHAN KAPTAN

GÖKHAN AKSU

Kaptanın 3 sene önce BJK Dergisinde yer alan röportajını hatırlatacağım sizlere... Ama önce birkaç cümle ile Gökhan'ı anlatmak, son durumu değerlendirmek yerinde olur.

Gökhan 37 yaşındaydı... (Nesih 36, Yılmaz ise 38)... Ve bu sene takım içindeki ciddi sakatlıklara rağmen aldığı süreler de ortada... Geçtiğimiz sezon Beşiktaş'ta belki de son seneleri olduğunu, en iyi kendisi (diğer oyuncularımız için de durum aynıydı) biliyordu... Sadece bu kadar ani, bu kadar fitursuzca ve vefasızca hoşçakal denileceğini ummuyordu...

Peki Halilagiç'i kaç Beşiktaşlı hatırlıyor ? Hani Orhan Yıldırım'ın "idmanda açlıktan bayıldığını" ima ederek yazarlık hayatında, tek Hentbol yazısı yazmasına vesile oyuncumuz... Daha önce aktarmıştım yine "tatlı idmanların" birinde, Halilagiç kenarda malzemeci ile dertleşiyor, paralarını alamadıklarından, ek iş olarak tercümanlık yapacağından falan bahsediyordu Halilagiç... Sessizce gitti.... Ne bir teşekkür, ne bir vefa, ne onore edici bir plaket, ne yalandan bir çiçek ...

Ben iddaa ederim Gökhan Aksu (ve tabi Yılmaz ve Nesih de) Beşiktaş'a rakip olsunlar, oynadıkları takım en ciddi rakibimiz olur... Tıpkı Cengiz Hatırnaz'ın ve Murat Güder'in İzmir'e gittikleri ilk sene olduğu gibi... Ama bitti... Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi... Yapılması gereken şey sporcularımıza teşekkür ederek ayrılmaktır maalesef...

Gökhan ve Yılmaz " Halkın Takımı" zamanında, bizim kapalıda durduğumuz yerin birkaç basamak altında sağ tarafta duruyorlardı... Belki de Hentbol takımımızı diğer şubelerden farklı bir yere koyarak sahiplenmemizin vesilesi idi özellikle Gökhan Aksu'nun "futbol maçlarında" gösterdiği performans...

Takım Türkiye'de almadık kupa bırakmadı, ama şampiyonlar ligi ön elemeyi bir türlü geçemeyip her sene EHF'de yoluna devam etti... Eğer bu durum sorgulansa, emin olun bu sporun ülkemizde ve taraftarımız arasında popüler olmamasından kaynaklandığı görülecektir. Aynı başarı/başarısızlık dengesi futbolda olsa, yer yerinden oynar, hoca-oyuncu kelleri ardı ardına kopartılırdı...

3 sporcumuza da, sağlıklı bir ömür dilerim..

Teşekkürler Beşiktaşlı Gökhan, Teşekkürler Beşiktaşlı Yılmaz, Teşekkürler Beşiktaşlı Nesih.

Şimdi bakalım Kaptan "Sarı Gökhan" neler söylemiş 2008 Ocak ayında... Defalarca İnönü Stadında onbilere kupa kaldıran unutulmaz kaptanımıza kulak verelim....

Ali MANDACI




GÖKHAN AKSU

Beşiktaş Dergisi Ocak 2008 sayı 81

Hentbol Takımımızın kaptanı Gökhan Aksu

"Beşiktaş`ta Kaptanlık Onurdur "

Her sezon şampiyonluğa oynayan Hentbol takımımızın kaptanı Gökhan Aksu ,Hentbol ve Beşiktaş ile ilgili Tüm düşüncelerini bizimle paylaştı.Gökhan Aksu doğuştan Beşiktaşlı sporcularımızdan birisi... 1994 yılında giydiği Beşiktaş formasını, 13 yıldır gururla taşıyor. En başarılı branşlarımızdan biri olan Hentbol takımımızın aynı zamanda kaptanlığını yapan Gökhan Aksu, Beşiktaşlılığını şu sözlerle anlatıyor :

"Bütün sülalem hatta gelinler ve damatlar bile Beşiktaşlı. Her sene İnönü Stadından kombinemi alırım. Hiç ihtiyacım olmadığı halde bir sürü lisanslı üründe alırım ..."

İşte bu sezon şampiyonluk yolunda ilerleyen Beşiktaş Hentbol takımımızın tecrübeli oyuncusu ile sohbetimiz...

Hentbolü seçme nedenin neydi ?

Açık konuşmak gerekirse bugünkü şartlarda biraz pişmanım(gülüyor)... 9 yaşında, ilkokuldaki beden eğitimi öğretmenimin yönlendirmesi ile bu spora başladım. Lüleburgazlıyım ve küçük şehirlerde basketbol ve futbol gibi sporlarda derece yapmak zor olduğu için buna yöneldim. Zamanla Yıldız Milli Takımına seçilmem, kamplarımız, erken yaşta para kazanmam ve birçok ülke gezip görmem çok cazip geldi. Aslında bir ara basketbola yöneldim ama hentboldeki sertliği bulamadım. İlk 5 dakikada 5 faulle oyundışı kalıyordum (gülüyor)...

Pişmanlığının sebebi ne peki ?

Türkiye'de hentbol branşında büyük bir gerileme var. Avrupa'daki rakiplerimiz her yıl 9-10 bin kombine satıyorlar. Bizde ise hentbol maçları gece 01.00 de yayınlanıyor. İlgi git gide azalıyor. İlginin olmadığı bir spor dalı da gerilemeye mahkumdur. Ayrıca ülkemizde bu alanda menajerlik sistemi gelişmediği için sporcular Avrupa'ya geçiş de sağlayamıyor. Sonuç olarak bu Milli Takıma da yansıyor.

Peki bu sorun nasıl çözülebilinir sence ?

Türkiye'de amatör branşlar ancak müesseselerin katkısı ile kalkınabilir. Eskiden çok fazla müessese takımı vardı ve ciddi bütçeler ayrılıyordu. Ama burada da şöyle bir sorun var; şirketlerin sahibi bir süre sonra "ben gerekli reklamı yaptım" diyerek şubeyi kapatabiliyor. Örneğin Eti, ligde şampiyon oldu. Arkasından Avrupa ikinciliği elde etti ama kapandı. Diğer taraftan bakarsak şu an ligimizde 8 belediye takımı var. Kulüp takımı sadece Beşiktaş. Geriye kalan 3 takım ise devlet kulüpleri Polisgücü, Jandarmagücü ve Milli Piyango. Eğer camiası olan kulüpler bu işe eğilirse istikrar ancak böyle sağlanır. Örneğin ben spor hayatımın sonuna yaklaşan biri olarak Galatasaray ya da Fenerbahçe ile bir derbi maçı oynamak isterdim. Ayrıca hentbol sertlik açısından bizim gibi Akdeniz ülkelerinde çok sevilebilecek bir spor. İşin içinde üç büyük kulüp birden olsaydı bana göre bugünkü durum çok daha iyi olurdu.

Beşiktaş Hentbol Takımı'nın şu andaki durumu ile ilgili neler söylemek istersin ?

Beşiktaş'ın bu alanda diğer kulüplere oranla emeği yadsınamaz. 4 Yıldır zirvedeyiz ve 2 kez namağlup şampiyon olduk. Bunun baskısını da hissetmiyor değiliz. Bizi yenenler "Efsaneyi yıktık" nidalarıyla dolaşıyor. İddası olmayan takımlar bile "Beşiktaş'ı kıstırıp o apoletleri sökebilir miyiz ?" mantığı ile maça çıkıyorlar(gülüyor)... Bu nedenle her hafta çok ciddi hazırlanmak zorunda kalıyoruz. Bursa'da ve Ankara'da kazaya uğradık ve İzmir Büyükşehir maçı bizim için çok önemliydi. Bunu da alnımızın akıyla atlattık. Şampiyonluk hedefimizi sürdürüyoruz. 4 Yıldır zirveyi kimseye bırakmadık ve bu şekilde devam etmesini istiyoruz. Tabii işimiz zor çünkü bu yıl mücadele 4 takım arasında gececek.

Şanssız bir şekilde elendiğimiz EHF Kupası ilgili ne söylemek istersin ?

1990 yılından beri Avrupa kupalarında mücadele ediyorum. Ama hiç bu şekilde elenmemiştim. Bir gollük mağlubiyeti yaşamıştım ama averajla elenmek gerçekten çok acı geldi. Bir de özellikle eklemek istiyorum ki Türkler'e karşı inanılmaz bir düşmanlık var. Bu maçta da hakemlerimiz Macar'dı. Biz hiçbir zaman ayrıcalık istemedik. Gördüklerini çalmaları bize yeter. Ama onlar görmek istediklerini çaldı. Normalde bir takım maç boyunca 25 dakika savunma yapıyorsa, biz 35-40 dakika müdafaa yaptık. Rakibimiz gol atana kadar oynattılar.

Şuan takımımızda pivot görevini üstleniyorsun. Ancak son yıllara kadar oyun kurucu oynuyordun. Bu değişimin sebebi neydi ?

Açıkcası ben savunma yapmayı çok seviyorum. Enerjimi ekonomik kullanmak açısındanda hücumu pek düşünmüyordum. Takımımızda da böyle bir ihtiyaç oldu. Oyun kurucu mevkiisinde çok iyi oyuncular vardı. Zaten aramızda "Ben niye orada oynamıyorum ?" tarzı tartışmalar hiçbir zaman olmaz. Antrenörlerimiz de benden bu şekilde yararlanmak istedi. Zaten 33 yaşındayım, bu saaten sonra da böyle devam eder diye düşünüyorum.

Pivot pozisyonu bir hentbolcudan neler bekler peki?

En önemlisi güçlü olmak ve ayaklarının yere sağlam basması.Çünkü maç içinde en fazla darbeyi pivot alır. Bunun dışında oyun kurucudan sonra oyunu yönlendiren kişi pivottur. Bu nedenle iyi pozisyon almalı ve sezgileri güçlü olmalı.

Hentboldeki sertlik sporcuda bağımlılık yaparmı ?

Kesinlikle yapıyor. Bunu merak eden herkesi bir gün antrenmanımıza bekleriz. Isınmaya basketbolla başlıyoruz. Ama basketboldan başka herşeye benziyor (gülüyor)... Bana göre hentbolün en güzel tarafı da bu. Örneğin bu yüzden voleybol bana hiç çekici gelmiyor. Düşünsenize rakip takımdan bir adam olmayacak birşey söylüyor ama arada file var. Benim içim içimi yer (gülüyor)...









GÖKHAN AKSU

Aynı zamanda takımımızın kaptanlığını da yürütüyorsun. Bu konuda neler söylemek istersin ?

Takım kaptanlığı gerçekten zordur. Özellikle ortam gergin olduğu zaman, bütün problemleri önce antrenöre sonra yöneticiye iletme görevi kaptana aittir. Ama bana en zor gelen kısmı deplasmanlarda birlikte hareket etmeyi sağlamak. Çünkü kaç yaşına gelmiş, evli barklı adamlara ne yapacağını söylemek çok zoruma gidiyor(gülüyor)... Tabii genç arkadaşlara daha çok uyarıda bulunuyoruz. Açıkcası ihale genellikle onlara kalıyor. Biz de o devrelerden geçtik. Tüm bunların dışında taraftarı olduğunuz bir kulüpte hem sporcu hem de kaptan olmak 15 milyonun içinde herkese nasip olmaz. Bu benim için büyük bir onur.

Beşiktaş'ın en başarılı branşlarından birinin sporcusu olarak takımdaki arkadaşlık için neler söyleyebilirsin ?

Kesinlikle çok iyi. Bu Beşiktaş'ta hep böyle olmuştur. Bu forma altında 13. yılım geçti ve ve hiç bir zaman gruplaşma olduğunu görmedim. Her kulüpte zaman zaman maddi durum kötü olabiliyor. Ama biz zor zamanları arkadaşlığımızla yenebiliyoruz.

Tecrübeli oyuncular olarak genç oyuncularla aranız nasıl ?

Hayat bu, zor. Rütbe, yaş ve tecrübe olarak bizden birşey almak istiyorlarsa dinlemek zorundalar. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Beşiktaş Camiası içinde hiç bir zaman küçüğünü ezme gibi bir durum olmamıştır. Ben genellikle birşeyler öğretebilmek için genç oyuncuları seçerim. Tabii bir şeyler alabiliyorlar mı onlara sormak lazım.

Sanırız yeni evlenen sporcularımızdansın...

Geçtiğimiz Mayıs ayında evlendim. Baktım yaşım geldi, evlenmeye karar verdim. Tabii insanın karşısına evleneceği insanın çıkması çok önemli. Ben herkese tavsiye ediyorum. Birine "Seni seviyorum" diyebilmek çok güzel Eşim aileden Beşiktaşlı. Ama hentbola pek ilgisi yok ,futbolu daha fazla izliyor.

Çocuk yapmayı düşünüyor musunuz ?

Ben henüz askerliğimi yapmadım. Askerliğimi yaptıktan sonra düşünüyoruz. Çocuğumun da mutlaka spor yapmasını istiyorum. Kız olsun erkek olsun 4-5 yaşından itibaren Jimnastik yapmalı, 8-9 yaşından 12 yaşına kadar da yüzmeli. Çünkü bu iki spordan sonra istediği branşı rahatlıkla seçebilir. Daha sonra eğer ki hayatını bu şekilde kazanmak istemezse seçim yine kendisinindir .

Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı ?

Ligde hakemlerin çoğuyla yıldızımız barışmıyor. Genel anlamda bir Beşiktaş düşmanlığı var. Ama özellikle hentbolda bunun bir anlamı yok, çünkü Galatasaray ve Fenerbahçe'nin hentbol şubesi yok. Neyin itikamını alıyorlar bilmiyorum. Kulübümüze verdiğimiz bazı vaatler karşılığında para kazanıyoruz ve emeğimize saygı istiyoruz.

Teşekkür ederim...

Hiç yorum yok: