8 Kasım 2009 Pazar

Şeref Görkey / Sensiz 5 Yıl

Voleci Şeref…


1913 doğumlu Şeref, 16 yaşında Beşiktaş’ın kapısından içeri girdi ve bir daha hiç ayrılmadı. 20 yıl boyunca Beşiktaş formasını gururla taşıdı ve her daim sırtında 10 numara oldu.

Attığı 320 golün 99 tanesi vole ile olduğu için “Voleci” lakabını aldı. Oynadığı yıllar içerisinde hiçbir zaman penaltı kullanmadı. Penaltıyı golden saymıyordu.


* Voleleri ile ilgili güzel bir de anısı vardı:“Attığım gollerin çoğunda Hakkı'nın emeği vardır. Baba Hakkı, Şükrü Gülesin gibi topu ayağına lokum misali oturtan arkadaşların varsa, o voleleri sen de atarsın!

Bir keresinde Fenerbahçe'ye normal bir gol atmış Görkey. Tribünlerden hemen "Sana yakışmadı" şeklinde sitemler yükselmiş. Bunun üzerine Şeref Görkey'le hakem arasında şu diyalog yaşanmış:

Şeref Görkey: Hocam bu golü saymayın.

Hakem: Neden?

Şeref Görkey: Elime çarptı hocam

Hakem: Ben görmedim ve golü verdim. Artık iptal edemem.

Hakemi "kandıramayan" Görkey, devre arasında soluğu Baba Hakkı'nın yanında alıyor: "İkinci devre hep havadan isterim topları.”

İstediği oluyor ve kendisine ilk devrede sitem eden taraftarlardan, muhteşem bir voleyle adeta özür diliyor.”

Futbolu bıraktıktan sonra teknik adamlığa başladı.Beykoz, Adalet ve Beşiktaş’ta görev aldı. A Milli Takım’ın hocalığını yaptı.

Beşiktaşımız’ın 100. yılında, Şeref Bey Stadı’nda bir başka efsane golcümüz Feyyaz Uçar ile birlikte 100. yıl meşalemizi yaktı. Görkey, o gün yaşadığı mutluluğu şöyle anlattı:


* “Bir zamanlar Taksim Stadı vardı. Şimdi Gezi Parkı'nın olduğu yer. Biz maçlarımızı orada yapardık. Kadıköy'deki Papazçayırı gibi. Ben Taksim Stadı'nı dün gibi hatırlıyorum. Zaten o stadda oynayıp da hâlâ yaşayan başka topçu kalmadı. Şeref Stadı'nda da çok maç yaptık. Şimdi orada da Çırağan Oteli var. Ama İnönü'nün yeri ayrı. Biz oraya Dolmabahçe deriz, Mithatpaşa deriz. Şimdi İnönü diyorlar. Ne maçlarımız oldu orada. Futbolu bıraktığım 1950 yılından bu yana hiç ayağım değmemişti İnönü'nün çimlerine. O gün, 100'üncü yıl kutlamaları için Feyyaz'ın kolunda sahaya girince duyduğum heyecanı anlatamam. Herkes bize bakıyor, seyirciler tribünlerde. Tıpkı eski günlerdeki gibi... Bir an yığılacaktım olduğum yere. Çok heyecanlandım. Hiç böyle bir günüm olmadı. Allah bana bu günleri gösterdiği için çok bahtiyarım."

Efsane Şerefimiz’i 2004’ün Kasım ayında kaybettik. Ömrünü Beşiktaş’a harcayan, Beşiktaş ile yaşayan Şerefimiz’in ruhu şad olsun.

* http://www.bjk.com.tr/bjkdergi/sayfa.php?ya=200412&s_id=k06

Hiç yorum yok: