9 Mart 2009 Pazartesi

Hakkımız Olanın ve Adaletin Peşindeyiz


Geçtiğimiz haftasonu Süleyman Seba Spor Salonu, Beşiktaşımız ile Trabzon Belediyespor arasında oynanan hentbol maçında yaşanılanlardan ötürü, bir spor müsabakasında olmaması gereken görüntülere sahne olmuştur.
Gayet rahat ve neşeli bir havada Süleyman Seba'ya her şeyin her zaman en iyisine layık olan takımımızı izlemek ve onlara destek vermek için gittiğimizde aklımızda herhangi bir olumsuzluk yaşanabileceğine dair hiçbir şey yoktu. Maç başladı, biz de tezahüratlara başladık. Tamamen Beşiktaş var dilimizde. Karşılıklı gollerle geçiyor dakikalar. İlerleyen dakikalarda fark açılıyor. Bir ara hiç geregi yokken ve oldukça da alakasız bir pozisyonda hakeme bağıran 3 numaralı oyuncularına tribünden: "Oyununa bak sen, hiçbir şey yok pozisyonda." diye sesleniyoruz. Hiç beklemediğimiz bir şey oluyor ve bu oyuncu bizimle münakaşaya giriyor, "s..tirin lan" lı ifadeler kullanıyor. Buna rağmen bizlerden tek bir küfür bile çıkmıyor. "Korkunun ecele faydası yoktur, burası Beşiktaş burdan çıkış yoktur" lu tezahüratımızı sindiremeyip, tepki veren aynı oyuncu bu kez bizi hakeme şikayet ediyor. Hakemden de "oyna, devam et" talimatı alıyor. Trabzonlu oyuncularda bariz bir hırslanma görüyoruz. Oyunu giderek sertleştiriyorlar. Trabzon ile yaptığımız maçlardaki hiçbir küfür ihtiva etmeyen tezahuratlarımızla devam ediyoruz takımımıza destek olmaya. Takımımız da maçı rahat ve dengede götürüyorken bir pozisyonda kendini "sporcu" sanan rakip oyuncu Beşiktaşlı oyuncumuza yumruk atıyor ve saha karışıyor. "Burası Beşiktaş" diyen bizlerin tepki göstermesi üzerine rakibin hazımsız oyuncuları bizi tahrik etmeye çalışarak, "aşağıya inin, sahaya gelin" diye bağırıyorlar, el kol hareketleri yapıyorlar. Buna rağmen tribün bu provakasyona teslim olmayıp, sahaya girmiyor ve takımımızın selameti adına yerinde kalıyor. Sahadaki arbede devam ederken, tribünün diğer tarafında Beşiktaş'ı izlemeye gelmiş bir çifte saldırdıklarını görüyoruz. Biz oraya yönelirken, polis bildik tavrıyla bize girişiyor, yetmiyor, elini kabzasına atıyor, silah gösteriyor. Sonradan öğrendiğimize göre karşı tribünde rakip oyuncu tarafından yalnız göründükleri icin saldırıya uğrayan taraftarımız, gereken cevabı sahte sporcu saldırgana anladıkları dilden -kol gücüyle- yerinde vermiştir. Sahaya dönen lümpenler tahriğe, küfüre, saldırıya devam ediyorlar. O sırada polis tribünleri boşaltıyor ve taraftarımıza saldıran, kendini sporcu sanan saldırganın gözaltına alındığını öğrendikten sonra salondan ayrılıyoruz.






Hentbol Federasyonu Asbaşkanı ve Başkan Vekili Haydar Arslan’ın da izleyip, bizzat şahit olduğu olaylar bu şekilde cereyan etmiştir. Durum budur. Yukarıda anlattıklarımızın ışığında;

1. Taraftar sahaya girmemiştir.
2. Rakibe küfürlü tezahürat yapılmamış, sadece takım desteklenmiştir.
3. Çok bariz bir şekilde provokasyon peşinde koşan ve taraftarı tahrik ederek, sahaya indirmeye çalışan, Trabzon Belediyespor forması giyerek, kendini sporcu sananlar saldırgan bir güruhtur.
4. Hakemin tribünleri boşaltma kararı son derece hatalı ve kışkırtıcıdır.
5. Sahaya tek bir yabancı madde atılmamıştır.
6. Görevli polis memurları taraftarı gözaltına almakla, meşhur 5149 kanunuyla ve 2000 TL'lik para cezasıyla tehdit etmiştir.


Aktarmış olduğumuz her şeyin doğruluğu maçta çekim yapmakta olan BJK TV görüntüleri ile sabittir.

Trabzon'da, geçtiğimiz yıllarda hentbol maçında bir taraftar bıçaklanmış, bir maç yarıda kalmış ve Bulgaristan yıldız kadınlar hentbol takımı saldırıya uğramıştır.

Türkiye Hentbol Federasyonu’nun ilk kez seyircisiz mac oynama cezasına mazhar olmus olan Trabzon Belediyesi Hentbol Takımı’nın oyuncularının yapmış oldukları saldırgan tavırlar ne ilkdir ne de son olacağa benzemektedir. Oyuncuları sürekli olarak disiplin cezasına carptırılan Trabzon Belediyesi Hentbol Takımı’nın sergilemis olduğu davranışlar, spordan ve sporcu ahlakından uzak olduğu kadar insan olmanın erdemlerinden de uzaktir.

Yaşanan bu çirkinliklerin sporun hiçbir alanında kendine yer bulamaması adına Türkiye Hentbol Federasyonu’ndan gerekli yaptırımların uygulanmasını; oyuncumuza saldıran Barış Bekçi’nin, tribündeki taraftarımıza saldıran Erdal Ergenç’in, tribünleri tahrik etme çabasındaki Ömür Mehmet Yazıcı ve Sedat Yavuz’un ve tribünlere küfür etmekte bir beis görmeyen İsmail Engin Haliloğlu’nun spor salonlarından men edilmesini; sürekli olarak tekrarlanan şiddetin yuvası olmuş olan Trabzon Belediyespor’un cezalandırılmasını bekliyoruz..

Hakkımız olanın ve adaletin peşindeyiz.

Takipçisiyiz...

SonBarikat

Not: Fotoğraflar www.hentbol.net'den alınmıştır.

6 yorum:

Unknown dedi ki...

tirübünde konuşuyorduk" belediyeler yatırım yapıp sporu destekleyeceklerse bu tip takımları desteklesinler "milyon dolarların döndüğü Futbol Pazarından fırsat bulup ne mutlu gençlere spor imkanı sağlayanlara diye düşünüyorduk...evet halada öyle düşünüyorum ama bi şartla takımlara prövakatör değil sporcu alsınlar...

yazıklar olsun trabzonda neredeyse olaysız maç yok gibi geçtiğimiz yıllarda Bulgaristan genç bayan milli takımı otobüsü bile taşlanmıştı... eğer gözlemciler gözlerini kısmasalar kafalarını cevirmeseler bu takım ceza manyağı olur olmalıda...

sapla samanı karıştırmayın ,sporcu diye piskopat izlettirmeyin bize bırakın bari Hentbol temiz kalsın...

Beşiktaşın büyüklüğünü hazmedeceksiniz.

Unknown dedi ki...

Sesimizi duyan var mı? Adalet istiyoruz sadece adalet

Adsız dedi ki...

Son yıllarda ülkemizde gelişen bir çok karanlık olayların trabzon eksenli olması (üni öğrencilerine saldırma, papaz öldürülme, H.Dink katledilmesi) ve bu yöndede artık sözde sporcularında aynı niteliğe bürünmesi kaygı verici bir hal almıştır. Kabadayılık tarzında hal ve hareketler, bu insanların bir yerden güç aldığının göstergesi olduğunu düsünüyorum. Amatör bir ruhla yapılan maçta bile bu kadar saldırgan olmak başka neyle açıklanabilirki..

Adsız dedi ki...

kulüp bunun takipçisi olmalı. trbzondaki maçta da yöneticilerimize hakaret etmişler, olay çıkarmışlar.. bir de tribünü "inin aşağıya, sahaya gelin" diye tahrik ettiler.. tribün gerçekten sağduyulu davrandı da oyuna gelmedi.

Nihayet dedi ki...

Trabzon Belediyesporlu oyuncularin tahammulsuzlugu tesadufi degil; bugune degin almis olduklari ceza turleri ve cezalarinin nispeten coklugu da gostermektedir ki bu insanlarin saldirganligi bunyeden gelmektedir. Kulubumuzun olaylar buyumesin mantigi ile bilinmez ve gorunmez hamili yakinliklar neticesinde sessiz kalacak olmasi ilerde yasanilacak benzer olaylarin onune gecmez, aksine yol tekrarina vesile olur. THF'nin yasanilanlar ve gerek gozlemci gerek BJK TV nin kesintisiz mac yayinini esas alarak gecmisin de seceresi isiginda saldirganlari ve beslendikleri kulubu mumkun olan en agir ceza ile cezalandirmasi gerekir. Hatta ligden ebediyen atilmalari bile gercek sporseverlerin asla vahlanacagi bir durum olmaz. Magandalik lisansi ile spor alanlarinin isgal edilemeyecegini, ait olduklari yerin kendi coplukleri oldugunu anlarlar.

Kartal Bafiler dedi ki...

bunlar daha sporcu olamamış,her şey beklenir.