1-) İlk haber 98 – 99 sezonunda Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alıyor. O zamanlar üç hece sekiz harf sadece Beşiktaş. İkinci haber ise Hürriyet Gazetesi’nin bugünkü internet sitesinden alıntı. Bu zamanlar Beşiktaş Cola Turka.
2-) İlk haberde maddi problemler nedeniyle iki oyuncunun takımdan ayrıldığı anlatılıyor. İkinci haberde ise henüz takımdan ayrılan oyuncu yok!
3-) İlk haberde sadece erkek şubesinin sorunlarından bahsediliyor. İkinci haberde ise kadın takımının sorunları da belirtiliyor.
İki Haber Arasındaki 3 Benzerlik
1-) İki haber de, aralarında 10 seneyi aşkın bir zaman dilimi olmasına rağmen, aylardır paralarını alamayan basketbolcuları anlatıyor.
2-) Belki de en çok dikkat edilmesi gereken benzerlik: Ülker. İlk haberde basketbolcuların parasının ödenmemesini Ülker kendi menfaatine çevirip oyuncuları kışkırtıyor. İkinci haberdeki Ülker’in “sponsor” olduğu takımın oyuncularına para ödenmiyor.
3-) İlk haberde yıldız oyuncuların transfer edilmesine rağmen, Koraç Kupası’nda çeyrek finale çıkılmasına, ligde liderliğe kadar yükselinmesine rağmen yönetimin basketbol şubesine tavrı gayet iyi anlaşılıyor. İkinci haberin, 10 yıl önceki habere benzerliği de ortada. Bu sefer Beşiktaşın adına dahi reklam alınıyor. Bu sefer “şampiyonluğa oynayan takım için sponsor şart” palavraları atılıyor. Takım kendini bulmaya, taraftar inanmaya başlıyor. Ancak yönetim yine basketbol şubesine sırt çeviriyor.
Haberlerle İlgili 3 Önemli Not
1-) Yıllar, sezonlar geçse de yönetimin basketbol şubesine yaklaşımı değişmiyor. Kulübü futbol şubesinden ibaret gören yöneticiler, diğer tüm branşlara külfet olarak yaklaşıp üvey evlat muamelesi yapıyorlar.
2-) Yukarıda yer alan haberler sadece basketbol şubesiyle sınırlıdır. Ne yazık ki kulübümüzün diğer amatör branşlarında da durum aynıdır. Örneğin hentbol şubesi… Tüm takımın olağanüstü gayretiyle, emeğiyle kazanılan sayısız başarılar ortadadır. Buna rağmen hentbol şubesi için emek harcayan insanlar her sezon mali problemlerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Kazanılan şampiyonluklarda ise kendilerine ödül olarak kol saatleri reva görülmektedir.
3-) Ülker’in “kaçırdığı” oyuncular sadece bunlarla sınırlı değildir. Ülker, 00 – 01 sezonunda Beşiktaş’ta sayı kralı olan Bud Eley’i de “dolaplar çevirerek” transfer etmiştir. Bud Eley’in iki aydır parasını alamadığını öğrenen Ülker “profesyonel yöneticilik” kisvesiyle oyuncunun aklını çelmişti. Bud Eley de astronomik telefon faturaları takıp sorun üstüne sorun çıkartmaya başlamıştı. Ülker hemen 'devreye girmiş' ve parayı bastırıp transferi noktalamıştı. Kulüp yöneticileri bu fiyaskoda bununla da sınırlı kalmamışlar ve Muratcan Güler’i de Ülker’e yok pahasına bırakmışlardı.
*Farklar, benzerlikler, notlar çoğalır gider. Geriye yine amatör sporcuların yaşadığı sorunlar kalır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder