17 Ağustos 2009 Pazartesi

17 Ağustos 1999 - Unutmadık!


Kötü bildiğimizi de iyileştirebiliriz, yoksa iyinin hali nice olur?
Ne çok şey’ler birikir kapının arkasında, pencerenin yanında, balkonda içilen bir bardak çayın içinde, karıştırılan şekerden çok anı vardır. Doğumlara acıkmış bir evde, nice umutlarla büyütülmüş, güzelleştirilmiş, mistik bir hayatın gizemli aynasıdır hafızalarımızı sürekli kaşıyan... Canlı tutan bizim var ettiklerimizdir... Evin kapısı bilmiyor depremin ne olduğunu... Sokağa açılacağını bilmedi hiçbir duvar... Camlar hiç yokmuş gibiyi üstlenmek istemedi.
Deprem!O mistik varlıklar katilimiz olabilir... O en çok sevince açılan kapı, bir daha açılmamak üzere bizimle hayat pazarlığı yapabilir... Duvarların içinde yirmilik diş gibi gömülen, yorgun ve işlevini çoktan tamamlamış demirler, bizim katlimiz olabilir... O mahrem mekanlarımızdan geriye, siyah bir soru gibi kalır yaşayanların belleklerinde. Deprem'e hoş geldin diyebiliriz...! Biraz sosyal sorumluluk herşeyi çözebilir. Yaşayabiliriz.

Hiç yorum yok: